İçindekiler
428 Adet kartın bulunduğu bir oyun…
Kartlardaki pek çok olay zaten gelecekte az ya da çok gerçekleşme olasılığı bulunan (hatta bir kısmı uzunca zamandır dünyada zaten sürekli yaşanan) ve pek çok defa dillendirilen hususları içeriyor (yanardağ patlaması, salgın hastalık, nükleer patlama, depremler, vb. )
Bazı kartlar uzak geçmişten beri herkesçe bilinen tarihsel gizemleri içeriyor (kristal kafatası, stonehenge vb.)
Kartların hiçbirinde tarih zaman vs. spesifik tahmin yapılmıyor. olabilecek olduğu zaten daha önceden pek çok komplo teorisyeni ve stratejist tarafından dile getirilen olaylar. bir kısmı da zaten insanlık tarihi boyunca sürekli yaşanmış olan, yaşanmakta olan ve gelecekte de yaşanacak olduğu kesin olarak bilinen ve beklenen olaylar.
Evet, 11 eylül saldırıları ile ilgili iki kart var. Bunlardan birinde ikiz kulelerden birinin tepesinin biraz altında gerçekleşen bir patlama ile devrildiği resmedilmiş. diğerinde ise pentagonun tam ortasında bir patlama olduğu görülüyor.
Bu iki kartı özel olarak ele aldığımızda da, bilinmesi gereken gerçek şu ki, dünya ticaret merkezi zaten ortadoğulu teröristlerin 1993 yılında hedefi olmuştu. Abd’nin 80’li yıllardan beri ortadoğuda şehirleri bombaladığını (bkz: beyrut 1982, bkz. bağdat 1991) ve burada yaşayan halkların öfkesini çektiğini biliyoruz. Ortadoğuda tepelerine bombalar yağan, evleri yıkılan, yakınları öldürülen bu insanlar hem amerikalılardan nefret ediyor hem de onların uygarlığının başına da aynı şeylerin gelmesini zaten arzuluyordu. Diğer yandan Abd’nin yine bu bölgedeki ekstremist islamcı gruplardan komünistlere karşı kullanmak üzere terörist yetiştirme ve karşı istihbarat faaliyetlerinin olduğu da herkesin malumu, genel bir bilgi.
Söz konusu bu iki kartta, zaten hedef olduğu önceden bilinen iki yapı gösteriliyor, oysa bunların ne zaman saldırıya uğrayacağı belirtilmiyor. ikiz kuleler 1993 yılında saldırıya uğradığında ve girişim başarısız olduğunda islami cihad örgütü’nün bunu bir dahaki sefere uçakla yapmayı planladığını, 1995 yılında filipinler’de gerçekleştirilen uçak kaçırma eyleminin soruşturması sırasında batı kamuoyu zaten öğrenmişti. hatta sonrasında pakistan’da yakalanan ve olayların tertipleyici beyni olan terörist remzi yusuf’un sorgusunda da edinilen bilgiler ışığında bu planın bilincine varılmıştı. 1998 yılında gösterime giren “path to paradise” isimli filmde bile teröristler, ikiz kulelere bakarak bir dahaki sefere ikisini birden devireceklerine ant içiyorlar. Pentagon binasının da yine hedef olduğu 90’lı yılların istihbarat raporlarında sürekli dillendirilen bir gerçek.
İkinci husus, illuminatistlerin gerçekten geleceği gördüğüne inananlar var; kartlarda pentagon ve ikiz kulelerin uğradığı saldırılar ile ilgili yapılan çizimlerin, gerçekte meydana gelen olayları gösterdiğini iddia edenler mevcut. Oysa pentagon kartta resmedildiği gibi ortasından değil, binanın bir kanadından saldırıya uğramış. ikiz kuleler de resimde belirtilen şekilde bir bombayla patlatılmamış, uçakla saldırıya uğramış. yani geleceği gösteren bir aygıt ile ya da ruhani bir güçle bu adamların birşeyler gördüğünü düşünmenin gayet ahmakça olduğu da çok açık.
Ortada bir sürpriz, bir gizem yok, zaten herşey ortada ve herkesin malumu. diğer yandan başta da belirtildiği gibi, 428 adet karttan bahsediyoruz. Bunların hepsi zaten gerçekleşme ihtimali olan, daha önceden çeşitli mecralarda dile getirilen olaylar. Bazılarının olma olasılığı tarihte önceden yaşanmış olan rutin gelişmeler oldukları için zaten biliniyor, bazıları da mevcut durum analizleriyle yine öngörülen şeyler. oyun zaten komplo üzerine kurulu bir oyun, yani bugüne kadar ne kadar komplo teorisi ortaya atılmışsa, bütün bu olasılıkları, teorileri, öngörüleri toplayıp 428 adet karta her birini ayrı ayrı işlediğinizde bu kartlarda bahsedilenlerden bir bölümünün gerçekleşmesinin sürpriz olmayacağı da ortadadır. 428 farklı senaryo ortaya atıyorsanız biri zaten illa ki tutacaktır.
Evet, illuminati diye bir örgüt var. Ama bu örgüt öyle gizemli bir yapı değil, bunlar dünyada zenginliği elinde tutan küresel sermaye çevrelerinden oluşan bir grup azınlık. Halkların, yığınların örgütlü şekilde biraraya geldiklerinde kendilerinden daha güçlü olduğunu ve varlıklarına son verebileceklerini biliyorlar. bu nedenle toplumun kafasını bulandırmak, dünyayı yöneten bu güç karşısında halkların aciz olduğu algısını yaratmak, kitlelere aciziyet duygusunu aşılamak için toplumsal algı yönetimi tekniklerini uygulamak zorundalar. bunu da doğal olarak yine kendilerine ait medya ve eğlence sektörünün araçları üzerinden gerçekleştiriyorlar. peki neden böyle birşey yapıyorlar? Şeytana taptıkları için mi? Hayır. Sizin de bir günde 500 bin dolar para kazanıp, 100 bin dolar para kaybedecek kadar çok yatırımınız, paranız olsaydı siz de bu düzeni, lüks yaşamınızı korumak ve iktidarınızı başkasının kontrolüne vermemek için türlü oyunlara başvurma yolunu seçerdiniz, bu kadar basit.
Unutmayınız ki inanmış insanlardan daha güçlü silah yoktur. Bu nedenle sizleri, kitleleri, yığınları, hiçbirşeyin değiştirilemeyeceğine, dünyayı yönetenlerin çok güçlü olduğuna, dünya düzeninin böyle gelmiş ve böyle gidecek olduğuna inandırmak zorundalar.
Ben de dahil dünyanın büyük bir kısmı o gün haberlere kitlenip canlı canlı televizyon izlemiştik. Şimdi bu kart ne alaka ? Şu alaka : Illuminati Kart oyunu 90 yıllarda çıkmıştır. 11 Eylül saldırısı ise 2001 yılında olmuştur.
İlginçtir ki enkazda uçak kalıntısı bulunamamıştır. Binadaki çeliğin erimesi için yeterli ısıyı uçak yakıtı patlaması sağlayamaz. Kaldı ki çoğu görgü tanığı ‘-Uçak ya da füze bilmiyorum’ gibi ifadeler sunmuştur.’Komplo’ya göre New York’da yapılacak bir bina için önce nasıl yıkılacağına, nasıl yok edileceğine dair bir proje sunmalısınız. Daha sonra böyle devasa bir gökdelen dikebilirsiniz.Yine komploya göre yapının altında nükleer bir reaktör çekirdeği patlatılmış ve bina tam anlamıyla ‘eriyerek’ yıkılmıştır.Oluşan toz bulutu tüm şehri kaplamıştır. 10 yıl önceden böyle bir kağıt oyunu yapıp,sonra bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirince bu adamların gücünü hafife almamamız gerektiği anlaşılır. Ayrıca ikiz kulelerin ayrı bir masonik gönderme olduğunu belirteyim.
Resim 11 Eylül’ün bazı gerçeklerini doğru bir şekilde tasvir ediyor!
* Önce bir kule vurulacaktı; bu resim, ilk kule saldırısı ile ikincisi arasındaki anları doğru bir şekilde tasvir ediyor.
* Kart, çarpma yerinin ikiz kulelerin tepesinden biraz uzakta olduğunu doğru bir şekilde gösteriyor. Uçak ilk kulenin bu yaklaşık alanına çarptı.
* Kart, kartın en solundaki binada ortada her şeyi gören bir gözle İlluminist piramidi göstererek İlluminati liderliğini doğru bir şekilde tasvir ediyor.
* En üstteki başlık, saldırının faillerini “terörist” olarak doğru bir şekilde tanımlamaktadır.
Yine 11 Eylül saldırısıdır. Tabi bize göre ‘saldırı’. ’10 yıl sonraki olacak olayları biliyorum ve bunları çizip kart oyunu yaptım’ desen sana kimse inanmaz.
Ayrıca küçük bir ironi sunayım size 11 Eylül :
9/11 olarak geçer. Amerika Birleşik Devletlerinde acil durumda ulaşılması gereken numara ise 911’dir.
Bu kartta ‘önceden planlanmış’ bir devasa deniz dalgası görülüyor. Japonyanın başına gelen felaketleri hatırlayalım.
Ortalığı yıkıp geçen,önünde hiç bir şey durdurtmayan bu olayın videoları hala var internette. Suyun gücünü izleyerek anlayabilirsiniz
Töhoko depremi sonrası oluşan tsunamiyi hatırlayalım.
Japonya ile ne alaka ? diyenleri sıradaki karta yönlendiriyorum.
Fukuşima Nükleer Santral kazaları –
Fukuşima Fukuşima I Nükleer Santralinde atmosfere radyoaktif madde salınmasına sebep olan olaylar dizisidir. Uzmanlar kazaları Çernobil felaketinden sonra en büyük ikinci nükleer kaza olarak tanımlamakla birlikte, tüm reaktörlerde sorun yaşanması kazaları bugüne kadarki en karmaşık nükleer kaza yapmaktadır.Tarih 2011 Töhoko Depremi ve sonrası.
H.A.A.R.P
Size dünyanın en güçlü süper silahını tanıtıyım.
Bilinen tabi.Yapabildiklerini sıralayalım önce :* Dünya üzerindeki petrol ve doğalgaz gibi işlerine yarayan yeraltı kaynaklarının yerlerini tespit etmek.* Gerekli zamanlarda ABD ordusu dışındaki haberleşme kaynaklarını kesmek.* Olası bir füze veya benzeri saldırılarda, füzeyi havada imha etmek.* Depremler yapabilir.* İklimleri değiştirebilir ve kontrol altına alabilir.* Ozon tabakası üzerinde oynama yapabilir.* kutupları eritebilir veya kutuplar üzerinde kaymalar yaptırabilirEn tehlikelisi de şudur : O kadar güçlüdür ki dünyanın yörüngesinden kaymasına sebebiyet vererek tüm insalığın,dünyanın yok olmasına neden olabilir..
“Birleşik Felaketler” — Bir kez daha, rol yapma oyunlarının bu mucidi, 11 Eylül’e yönelik planlanan saldırılara ve bulaşıcı hastalıklara ek olarak, İlluminati’nin sayısız başka planlı felakete sahip olduğunu ve bunların bir araya geldiğinde dünya halklarını, özgürlüklerinin ellerinden alınmasına ve özgürce seçilmiş hükümetlerinin lağvedilmesine izin verecek kadar paniğe mi kaptıracaklar?
İlluminati’nin bir arada planladığı planlı felaket türleri nelerdir?
Savaşlar — 3. Dünya Savaşı üç savaştan oluşacaktır:
Orta Doğu ile Irak olası tetikleyici saldırı. Çin, başka yerlerde savaşları tetikleyerek Saddam’ın yardımına mı gelecek?
Kore Yarımadası, Kuzey Kore geleneksel olmayan silahlarla Güney’e saldırırken ve Çin onun tarafını tutarak Küba Füze tipi bir krize neden olurken
Çin Tayvan’ı işgal ediyor
Şehirlerde Terörist Saldırılar
Eşi görülmemiş depremler
Ekonomik Çöküş
Göklerden doğaüstü sahneler
‘Kombine felaketler’
Yukardaki kartlara baktığınızda anlamışsınızdır zaten.
Saat 11:11 ‘ i gösteriyor. 11:11 Fukuşima Nükleer Santral kazaları 11 Mart 2011’de meydana geldi.
Yani 03/11/2011
Neyse Ve ilginçtir ki o yıkılan kulenin gerçek hali Wako Saat kulesidir.
Tokyo’dadır.
Yeni Dünya Düzeni.
Illuminati bir kaos yaratır ve o kaosu yine kendi dizginleyerek durdurur.
Artan Polis şiddeti ve ordunun yetkisizliği gündemdedir bildiğiniz üzere. Yıl 2013 Gezi parkı direnişi buna bir örnek olsun.
Battle in Seattle da olabilir. Örnek çok 🙂
Akil insanlar 🙂
Buradaki tema şu : Biz aptallar beyazcam’a baktığımız sürece gerçekleri sadece sınırlı olarak göreceğiz. Kamera Objektifi sizin için gerçek kılavuzu olacak. Deklanşörler zihninize ateş edecek. Kadraj ise tek gerçeğiniz olacak. Sınırlı zihinlere sahip toplum daha rahat kontrol edilebilecek.
Dünya kupaları. Çeyrek finalden itibaren yine neredeyse tüm dünya televizyona kitlenir 90 dakika boyunca başından kalkmaz.Ne alaka şimdi ?
Ben de sana şunu diyorum. 10-20 yıl önceden bişeyleri hazırlayıp plan yapanlar sence dünya kupası gibi global bir organizasyonu kontrol edemez mi ? 2012 Londra Olimpiyatlarını bir araştırmanızı tavsiye ediyorum.
Enerji krizleri.
Hepimizin baş belası. Niye mi ? Maalesef ben de dahil tüm dünya toplumu elektrikler gittiği anda dünyanın sonu geldi diye isyan ediyor. Çünkü hayatlarımız prizlere ve ‘sanalizasyon’a bağlı. 200 yıl öncesini bilmiyormuşuz gibi dünyaya olan bu isyankar tavrımız çok şımarıkça.
Tanıdık yüzlere geçelim.
Başa geçen Saddam ortalığı yakıp yıkmıştır. Ona karşı kışkırtılan halk ona isyan etti ve idam ettirdi. Oluşan kaos ABD için variller dolusu petrol demekti.
Yaşaması gerekenler asla uzun süre yaşamaz. Sanatçı örnekleri bu yüzden çok önemli. Çünkü siyasetçilerden daha tanıdık yüz onlar. En çok onların kullanılması gerekli. Ekranlara daha çok çıkabilirler ve herkes onları rahatça izleyebilir. Çünkü müzik yapıyordur. Müzik dinlemek için herhangi bir tarafa üye olmak gerekmez.
It’s useless to resist ! Tekkendeki Raven’ın cümlesiyle başlıyım. Karşı koymak işe yaramaz diyor. Karttaki isim hepimizin çok sevdiği Michael Jackson. Çok üzülmüştük.Yetenek kaybetti dünya ve efsane iyi bir insanmış. La Toya Jackson (kardeşi) yaptığı açıklamada onun öldürüldüğünü iddia etmiştir. MJ büyük bir yardımsever ve çocukları aç gördüğü zaman ağlayan bir adammış .Basın bir dönem farklı gösterirdi bize bu güzel adamı.
Kablolu TV. Ailelerimiz ne de çok sever böyle şeyleri. Hiç bir şeyden haberleri yok. Televizyon içi geçici ve ahlak yoksunu aptal eğlenceler ile dolu bir kutudur. Ötesi değildir. İnsanlar sahip olamadığını ve ya olamayacağını görmek için izlerler. Toplumu aptal hale getiren eğitim değil televizyondur.
Eğitimi suçlamak en kolayıdır. Çünkü eğitim görevlileri de televizyon izler.Uzaklaşın şu aletten.
Aç Dünya.
Bu da tamamıyle çekiç gücün planıdır. Fakirleştiren güç bir tarafta – fakirleşenlere yardım etmeye çalışan piyon ülkenin insanları diğer tarafta.
İşte geldik en sevdiğim konuya. Alt mesajlar. 25. Kare diye bir gerçek vardır. Hemen okuyalım
‘Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir. Her 24 kare ise bir ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de “control-track” denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25’e çıkar. Kareler 25 olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır. 25. karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25. karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara/ telkinlere/ saldırılara maruz kalabiliyorsunuz.
Empty Vee. İngilizce bilenlerde bir tepki oluşabilir bu iki kelimeyi okurken.Çünkü bir şeyi temsil ediyor. Empty Vee.
Yani MTV. Yani M asonic T emple V ision. Dismissed, Jackass, Wildboyz falan. Kartını bile yapmışlar.
Uzayda atmosfer yoktur ve hepimiz rüzgar yüzünden sallanan Amerikan bayrağını izledik. Gördük. Ne güzel kandırılmışız değil mi ?
İşler garipleştiğinde, garip insanlar profesyonel olur. Hemen sola baktığında görüyorsun ki Lady Gaga ablamız tuhaflaşmayı moda akımı yapıyor. Şu dünyada öyle bir kurulu düzen var ki Allah’tan başka onu alt eden olamayacak.
Kontrol edilmiş beyinler.
Biliyoruz ki beyinde işlemler elektrik dalgalarının hareketiyle oluyor. Gönderilen uyduların bize yansıttığı frekanslar tüm algımızı yok edecek ve gerçek köle olacağız. Kim bilir ? Bu adamlar değil miydi 20 yıl önceden olacakları resmeden ?
“Nüfus Kontrolü” — Bu kartın başlığında “Nüfus Azalması” yazsa da, tasvir edilen sahne açıkça saldırı altındaki İkiz Kuleleri gösteriyor. İkiz Kuleler saldırı altındayken ve tepeleri siyah dumanla gizlenirken, New York Empire State Binası yine Şehirdeki en yüksek bina! Ayrıca, dumanın bir iblis yüzü şeklinde şekillendiğine dikkat edin. Bu, birkaç nedenden dolayı oldukça önemlidir:
* İkiz Kuleler’den dökülen gerçek yangının çekimi sırasında, birkaç kamera dumanın içinde bir iblis suratını yakaladı. Çoğu insan bu yüzü tamamen tesadüf olarak görmezken, iki eski Satanist, bu resimler yayınlandıktan birkaç saat sonra bu yüzlerin, iblislerin fiziksel olarak kendilerini gösterdiği bir ayin sırasında gördükleri iblislere tıpatıp benzediğini söylediler. Cisco Wheeler ayrıca, Şeytan’ın krallığındaki en güçlü iblislerden bazılarının Ateş Şeytanları olarak bilindiğini söyledi; Yahudiler de dahil olmak üzere eski halklar çocuklarını Molech’e bu iblisler için kurban ettiler. Bu iblis yüzlerinin görünümü, söylediklerimin kanıtı olabilir – saldırının Illuminati tarafından gerçekleştirilen bir Ateş Ritüel Kurbanı olduğunu.
NEWS1541’de detaylandırdığımız gibi, İkiz Kuleler’e yapılan bu saldırı aynı zamanda mükemmel bir Şeytani Ateş Kurbanıydı . 11 Eylül’de, İkiz Kuleler’in tepesindeki yangında bir iblisin yüzünü gösteren pek çok resim bol bol vardı. Bu tesadüfi bir fenomen değildi.
* Bu kartın 1995 yılında İkiz Kuleler’in dumanında bir iblis yüzü göstermesi, İlluminati’nin İkiz Kuleleri Ateş Şeytanlarını çağıracak bir Ateş Kurbanı yapmayı planladığını gösteriyor. Bu kart bunu tahmin etti ve iblisler kendilerini ateşin içinden gösterdiler. Tıpkı Waco ve Oklahoma City’nin ateş kurbanları olduğu gibi, İkiz Kuleler’e yapılan saldırı da öyleydi.
* Bu kart, New York City’deki İkiz Kulelere yapılan saldırı ile Illuminati’nin nüfusta çarpıcı bir değişiklik yaratmaya yönelik küresel planı arasındaki sembolik bir bağlantıyı tasvir ediyor! Nasıl bir bağlantı olabilir? Bu kart bize, Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kulelerine yapılan 11 Eylül saldırılarının, küresel nüfusu önemli ölçüde azaltma kampanyasında açılış darbesi olduğunu söylüyor olabilir. 11 Eylül saldırısının, Deccal’in III. Şimdi, bu kart bize İkiz Kuleler’e yapılan saldırının nüfus azaltmanın son aşamasındaki açılış salvosu olduğunu söylüyor gibi görünüyor. Amaç, nüfusu dört milyar kişi kadar dramatik bir şekilde azaltmak olduğundan, tam olarak Vahiy Kitabında öngörülen seviye, Dördüncü Mühür .
Nedir bu yargılar?
+ Kılıç — Savaş, III. Dünya Savaşı
+ Açlık — Ufukta açıkça görülen kıtlık
+ Ölüm — kelimenin tam anlamıyla veba anlamına gelebilir [Güçlendirilmiş İncil Yorumu]
+ Tarladaki hayvanlar — Güçlüler #2226 — tam anlamıyla “yaşayan” anlamına gelir yapı”.
Bu, Aids virüsü gibi dünyaya salınmak üzere olan birçok canlı patojene atıfta bulunabilir. Rev 6:8 (KJV)
“Hastalık Kontrol Merkezi”
“Salgın”
“Hedef: Barış İçin Öldür”
Yeni Dünya Düzeni’nin kurulabilmesi için, düşmüş polis tarafından sembolize edilen Eski Dünya Düzeni’nin şiddetli bir şekilde devrilmesi kesinlikle gereklidir.
Bu kart, korkutucu olduğu kadar, gelmekte olan yeni sistemin güçlü bir ifadesidir.
“Tarihi Yeniden Yazmak”
İlluminati, gıpta ile bakılan Yeni Dünya Düzeni’ne ulaşmak için herhangi bir umutları varsa, bütün bir insan nüfusunu aldatmaları gerektiğini fark etti. Devlet okullarının çok iyi okuyan, çok geniş çapta okuyan ve çok iyi iletişim kuran öğrenciler yetiştirdiğini fark ettiler. Bu öğrenciler genellikle Büyük Hükümete ve hükümet otoritesine güvenmezler. Açıkçası, Illuminati, New Age Masonik Mesih’e hizmet edecek bir Tek Dünya Hükümeti kurma umutları varsa, Devlet Okulu sisteminin kontrolünü temelden yukarıya doğru ele geçirmek zorundaydı.
1911 gibi erken bir tarihte Illuminati, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra hepsinin sahibi olana kadar ders kitabı yazan şirketler satın almaya başladı. Ders kitaplarının kontrolünü ele geçirdikten sonra, yavaş yavaş müfredatı “basitleştirmeye” ve tarihi yeniden yazmaya başladılar. Bugün, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana devlet okullarının öğrencileri giderek daha düşük eğitim aldılar, şimdiye kadar nüfus büyük ölçüde akademik olarak daha düşük, siyasi “koyun” sürüleri ve din konusunda daha cahil.
Tarihi yeniden yazmak, Yeni Dünya Düzeni’ne ulaşmanın ilk adımıydı.