Gizli Cemiyetler (Genel Durum)

Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayı yeniden paylaşmada Türkiye’nin başına 21. yüzyılda inanılmaz çoraplar örülmek istenmekte ve Türkiye, adım adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranç oyununda Türkiye’de dev bir operasyon yapılmış ve Şah, köşeye sıkıştırılmıştır (Manisalı 2002a ve 2002b). Mat olup olmaması, bundan sonra Türk Genelkurmayının atacağı adımlara bağlıdır. ABD tarafından planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardımıyla şimdilik başarıyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede başarıyla yaratıldıktan sonra, tüm piyonlar rollerini başarıyla oynamışlardır.

Diğer yanda ise ABD, 80 bin askeriyle Diyarbakır’da konuşlanmak ve Türkiye’yi hiç ilgisi olmadığı bir savaşa bulaştırmak istemektedir. ABD’nin hedefi açıktır. Kafkasya ve Ortadoğu petrol ve doğal gaz bölgelerini Naziler gibi işgâl etmek ve Asya’nın stratejik bölgelerini kontrol altına almak! Ama mambo çığlıklarıyla savaş naraları atan Türk medyasında hiç değinilmediği üzere, ABD’nin asıl hedeflerinden birisi de Türkiye’yi parçalamak ve Doğu Anadolu’da ABD kuklası bir Kürt devleti kurmaktır. Türkiyeci parçalama ve çökertme operasyonu, âşikâr bir biçimde Kıbrıs üzerindeki Annan Planı ile, NGOları ile, Fener Patrikhanesi’ne ve Rum azınlıklara verilen haklar ile, Rum Pontusu ile, Kuzey Iraktaki Kürt Senatosu ile Türkiye’de ajanlık faaliyeti gösteren vakıflarıyla başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Değerli Necip Hablemitoğlu’nun katledilmesi, Türkiye’yi istikrarsızlaştırma operasyonunun bir parçasıdır ve korkarım ki bu cinayetler sürecektir. Cinayetleri ise çok daha büyük bir ekonomik kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarında ABD’nin müdahale gücü haline getirilecek ya da ekonomisi kısırlaştırılmış ve tarımı çökertilmiş olan Türkiye, açlığa mahkum edilecektir. Yani Sah ve Mat gerçekleşmesi planlanmıştır.

Bu yazıda Türkiyede’ki durumu irdelemek açısından dünyayı yöneten gizli güçleri ortaya koymaya çalışacağız. Şimdilerde “Globalizasyon” adıyla bize yutturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni, bir günde kurulmuş bir strateji değil, kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine dayanan bir plandır. Globalizasyon, ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değil, aksine ezen ulusların kayıtsız şartsız hakimiyetine yol açacak acımasız, emperyalist ve faşist bir yapıdır. Yeni Dünya Düzeni’ni şekillendiren iki temel dev güç vardır: Bunlardan birisi Yahudi lobisi ve tekellerinin kurduğu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP adı verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir. ABD’de tüm güç ve medya, bu gizli cemiyetler tarafından şekillendirilmektedir. Yahudilerin de içinde yer aldıkları CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg gizli örgütü ve Trilateral Komisyon, bu cemiyetlerin temelini oluşturur. Bir istihbaratçı olan George Orwell’in 1984 isimli kitabında belirtildiği üzere, medyayı kontrol eden beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden ise, toplumları kontrol eder.

ABD’de Medyayı ve Beyinleri Kim Kontrol Eder?

ABD’de her yere yayılan ve en çok seyredilen kanallar, yaklaşık 15 aile tarafından ve 24 şirketle yönetilmektedir (Chomsky, 1988, 1991, 1992, 1994).

Bu şirketler şunlardır (Chomsky, 1988, 1991):

  1. Advance Publications (Newhouse ailesi),
  2. Capital Cities (Devlet Kökenli, DK), CBS (DK),
  3. Cox Com (Cox ailesi),
  4. Dow-Jones (Bancroft-Cox ailesi),
  5. Fox Broadcasting (Fox ailesi)
  6. Gannet (DK),
  7. GE (General Electric),
  8. Hearst (Hearst ailesi),
  9. Knight-Ridder ailesi,
  10. New York Times (Sulzberger ailesi),
  11. News Corp (Murdoch ailesi),
  12. Readers Digest (Wallace ailesi),
  13. Scripps-Howard (Scrips ailesi),
  14. Storer Corp (Storer ailesi),
  15. Taft (Taft Ailesi),
  16. Time Inc. (karışık ve DK),
  17. Times Mirror (Chandler ailesi),
  18. Triangle (Annenberger ailesi),
  19. Tribune Co. (McCormick ailesi),
  20. Turner Broadcasting (Turner ailesi).

ABD’de bugün, hem gizli-derin devletten izinsiz, hem de bu ailelerden izinsiz hiç bir gerçeği yayımlayamazsınız (ABD gizli devleti için bknz.. Vanken 1996; Constantine1997; Blum 2000). Belirli bir elit zümrenin kontrolü altında olan ABD medyasının, bunun bir sonucu olarak da dünya medyasının gerçeklerle ilgili fazla bir bilgi yayınlanması beklenemez. Zaten tüm Amerikan halkı, 11 Eylül olayı’nda olduğu gibi medya tarafından tamamen uyutulmuş ve inanılmaz senaryolar ile sadece Amerikan halkı değil, tüm dünya kandırılmıştır (Meyssan 2002; Sayın 2002).

Bu şirketlerin pek çoğunun yöneticisi özel ve elit bir alt kültürden gelmektedir ve hep aynı söylemi dile getirirler ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel bir parçasıdırlar. Bu eğilim, dünyayı dinlemek ve yönetmek için NSA (National Security Agency) tarafından kurulmuş ECHELON sisteminin diğer üyeleri İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya da da pek değişmemektedir (Sayın 1998; Hager 1997). ABD’de de Washington ve New York merkezli CFR’nin yerini bu ülkelerde Bilderberg ve Trilateral Komisyon almaktadır. Medyanın basında da mutlaka bu örgütlerin elemanları bulunur.

Aşağıda bazı örnekleri sıralıyoruz (Kısaltmalar B: Bilderberg üyesi; T: Trilateral Komisyon; C: Council on Foreign Relations, en az iki veya üç gizli cemiyete üye olanlardan örnekler verilmiştir, bu örgütler daha sonra tanımlanacaklardır, Kaynak: Ross 2000):

  1. Albert J. Wholstetter (B ve C): Wall Street Journal, yazar.
  2. Atlantic Montly, NY Daily News. Bas Editör.
  3. Charles William Maynes (B ve C): Foreign Policy Magazine, Carnegie vakfı (CIA bağlantılı).
  4. Claude Imbert (B ve T): Le Point, Paris.
  5. David Gergen (B , C ve T): US News and World Report, Başkan ve editör.
  6. Flora Lewis (C ve T): New York Times, Paris, köşe yazarı.
  7. Forester Lynn ( B ve C): Netwave Inc. Haberleşme sistemleri.
  8. Henry Anatole Grunwald (B ve C): Time dergisi, editör.
  9. James Fulton Hoge (B, C ve T): Foreign Affairs Magazine direktörü (bu dergi CFR’nin resmi organıdır).
  10. Jimmie Lee Hoagland (B ve C): Washington Post, editör yardımcısı.
  11. Katharine Graham (B, C ve T): Washington Post, direktörlerden.
  12. Mortimer Benjamin Zuckerman (B, C ve T): US News ve World Reports.
  13. Paul Gigot (B ve C): Wall Street Journal, Washington yazarı.
  14. Robert Erburu (C ve T): Times Mirror başkanı.
  15. Robert Leroy Bartley (B, C ve T): Wall Street Journal, Editör ve başkan.
  16. Thomas L. Friedman (B, C ve T): New York Times, köse yazarı.
  17. Wyatt Thomas Johnson (C ve T): CNN başkanı.

Dünyada hakimiyeti elinde tutan bu Anglo Sakson ve Yahudi medyalarında tek bir ideolojinin borusu öter: Globalizm. Globalizasyonun ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel felsefesini ortaya koyan da ORDO AB CHAO (Kaostan Düzen) mottosu ile ortaya çıkmış Illüminati, Skulls and Bones Society (SBS, Kuru Kafa ve Kemik Cemiyeti), Bohemian Grove (veya Bohemian Club) gibi gizli cemiyetlerin ta kendisidir! Daha sonra bu cemiyetlere 20. yüzyılda Council on Foreign Relations (CFR, Dış İlişkiler Konseyi), Bilderberg ve Trilateral Komisyon eklenecek ve diğer ülkelere de yayılarak kayıtsız şartsız bir Yeni Dünya Düzeni veya bir Anglo Sakson Firavunlar devri yaratmak için büyük bir mücadele verilecektir (Sutton 1986; Domhoff 2000; Ross 2000; Marrs 2000).

Dünyadaki pek çok tüketim malzemesini ve diğer malları sistematik gizli örgüt ağına sahip bir elitler grubu kontrol etmektedir. Bu elitler grubu, tüm dünyaya yayılmışlar ve pek çok kilit noktayı bilinçli ve planlı bir biçimde işgal etmişlerdir. Artık dünyayı yöneten bir “Büyük Ağabey” vardır ve bu “Büyük Ağabey”, bahsedilen elitlerin oluşturduğu gizli bir ağdır; bu ağın tarihsel mistik bir geçmişi de vardır! Büyük Ağabey örgütünün üye sayısı, 8-10 bini aşmaz; ama savaşların çıkmasından dünyadaki para hareketlerine, uyuşturucu trafiği ve kara paradan ülkelerin çökertilmesine, hükümetlerin değiştirilip, ülkelerin parçalanmasına kadar (Rusya ve Yugoslavya örneği) bu elitler grubu ve “Büyük Ağabey” etkilidir.

Yeni Dünya Düzeni, arkasında masonik gizli örgütlenmelerin olduğu bir uluslararası ağın ve Council on Foreign Relations (Diş ilişkiler konseyi), Trilateral Komisyon ve Bilderberg isimli örgütlerin planlayıp, dünyaya dayattığı kayıtsız şartsız emperyalist bir sömürü sistemidir.

Yeni Dünya Düzeni ve Bu Örgütler, Neden Tehlikelidirler?

Yeni Dünya Düzeni’nin amaçları ve tehlikeleri hakkında tonlarca kitap yazılmış, globalizasyonun insanlığa sunacağı acımasız gerçekler hakkında yüzlerce konferans verilmiştir. Fakat bahsedilen gizli örgütlerin ve CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon’un tehlikeleri hakkında yazılan kitaplar bir avuçtur. Çünkü bu örgütler hakkında bilgiye ulaşmak çok zordur. Bu örgütlere üye olan kişiler istihbarat örgütlerinin, silahlı kuvvetlerin, NATO’nun veya Savunma Bakanlıklarının, bankaların, dev tröstlerin en tepesindeki insanlardır. Nazilerden pek de farklı olmayan bu insanların gerçek yüzlerini daha iyi anlayabilmek, ancak onların dünya insanlığı üzerinde oynadıkları rolü sergileyerek mümkün olabilir.

Bu Örgütler, Niye Tehlikelidirler?

Çünkü: Savaşları onlar çıkarırlar. Ne kadar süreceğine onlar karar verirler, kimlerin katılacağına ve hangi sınırların çizileceğine onlar karar verirler. Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasında J. P. Morgan ve Rockefeller’in büyük etkileri olduğu ve savaş sonunda da inanılmaz kârlar elde ettikleri bilinmektedir (Marrs 2000). Ayrıca 2. Dünya Savaşı’nın başında (Hitler’in yükselişinde de) Rockefeller grubunun Hitler‘e yaptığı yardımlar bilinmektedir. Rockefellerlar, bu “Büyük Ağabey”in, CFR veya Skulls and Bones Society’nin merkezindedirler.

Parayı kayıtsız şartsız onlar kontrol ederler. ABD’deki Merkez Bankası’ndan tutun, diğer uluslardaki merkez bankalarına kadar tüm temel bankaların kilit noktalarını onlar kontrol ederler. İskonto oranlarını, para teminini, altın stoklarını ve altın fiyatlarını, borsa fiyatlarını onlar ellerinde tutarlar ve kontrol ederler. Dünyada akmakta olan tüm kara para bu örgütlerin kontrolündedir.

Hükümetleri onlar kontrol ederler. Pek çok ülkede kimin başbakan, kimin vali veya kimin yönetici konumuna geleceğini onlar kontrol ederler. Gerekirse hükümetleri yıkarlar, yerine yenisini kurarlar, islerine gelmezse onu da yıkarlar ve bunu kimsenin ruhu duymadan yaparlar. Medya, bu gerçeklerden bahsedemez.

Medya ve bilgiyi onlar kontrol ederler. Temel pek çok medya kuruluşlarını onlar kontrol ederler. Beyin yıkama yöntemleri ve medyayı yönlendirme yöntemleri korkunçtur. Onların izni olmadan büyük medyaya yayın yapmanız mümkün değildir.

Ücretleri, vergileri, maaşları onlar kontrol ederler. Emeğinize net olarak hâkimdirler. Tüm ücretleri, endüstrilerdeki maaşları, işçi maaşlarını onlar kontrol ederler.

Mafyayı onlar kontrol ederler. Detaya girmeye gerek yok, çünkü zaten kendileri mafyadır. diğer mafya örgütlenmelerini onlar kontrol ederler.

Bilimi ve teknolojiyi onlar kontrol ederler. Bilimi ve teknolojiyi çok kilit noktalardaki öğretim görevlileri veya çok kilit noktalardaki şirket görevlileri sayesinde onlar kontrol ederler.

İstihbarat örgütlerini ve orduları onlar kontrol ederler. ABD’deki hemen her istihbarat örgütünün üst düzey görevlisi veya ileri geleni ya bahsedilen gizli örgütlerin üyesidir, ya da CFR, Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir. Avrupa ve Japonya’daki istihbarat örgütlerinde de bu kişiler çok etkilidir. Türkiye’de ise son 50 yıldır yönetici konumuna gelmiş pek çok kişi ya Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir.

Şu unutulmamalıdır: Bu örgütlerin güçleri, nitelikleri ve üyeleri ortaya çıkarıldıktan sonra kesinlikle alt edilebilirler. Bu örgütleri böylesine sıralamak onların yenilmez oldukları vurgulamak amacıyla değil, aksine onların iç yapılarını ortaya koymak ve alt edilebileceklerini vurgulamak amacıyla yapılmaktadır.

Aşağıda her üç örgüte de (Trilateral Komisyon, Bilderberg ve CFR) üye olan kişilerin isimlerini ve bulundukları konumları sunuyorum (Ross 2000).

Her üç örgüte de üye olan elitler

Paul Arthur Allaire: Xerox şirketi direktörü, CFR direktörü.
Graham T. Allison: Ulusal Politika Merkezi üyesi, eski CFR Direktörü.
D. Orville Andreas: Archer Daniels şirketi başkanı.
R. Leroy Bartley: Ünlü Wall Street Journal Editörü.
C. Fred Bergsten: Ünlü Brookings Institition Yöneticisi.
Robert R. Bowie: Kıtalararası Geliştirme Merkezi üyesi.
John Bredemas: Texaco şirketi direktörü, eski senatör.
Zbigniew Brzezinski: Ulusal güvenlik danışmanı, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü.
John H. Chafe: Senatör, Fin. Sel. Intellig. Direktör.
Bill Clinton: Eski Başkan, Arkansas Valisi.
Richard N. Cooper: Harvard’da Prof. CFR direktörü, Devlet Bakanlığı, Ekonomik isler.
Gerald Corrigan: CFR direktörü, Federal Merkez Bankası. Eski direktörü, Goldman Sachs.
Lynn E. Davis: Devlet Bakanı, Uluslararası Güvenlik Sekreteri.
John Mark Deutch: CIA direktörü, Savunma Bakanlığı.
Martin S. Friedman: Prof. (Harvard) Ekonomik Araştırmalar Ulusal Bürosu.
Stephan J. Friedman: Goldman Sachs şirketi.
Thomas L. Friedman: New York Times gazetesi, köse yazarı.
David. L. Gergen: US News ve World Report Direktör ve Clinton’un danışmanı.
Louis Gerstner: IBM şirketi sahibi ve başkanı.
Katharine Graham: Washington Post gazetesi, köse yazarı ve Brookings Inst.
Maurice Greenberg: CFR direktörü, Am. Int. Group Inc. Başkan yardımcısı.
Lee Herbert Hesburgh: Senatör, Indiana uluslararası ilişkiler.
W. Aleksander Hewitt: Jamaika Büyükelçisi.
James F. Hoge: CFR’nin yayın organı Foreign Affairsin direktörü.
Richard Holbrooke: ABD Büyükelçisi, B. M. üyesi Credit S. First Boston Corp.
Vernon E. Jordan: Aikin, Huer and Feld şirketi, RJR Nabisco yöneticisi.
Henry A. Kissenger: Nixon ve Carter dönemi Devlet Bakanlığı, Sekreter.
Winston Lord: Devlet Bak. Sekreter yardımcısı, Doğu Pasifik ve Asya İlişkileri.
Jessica T. Mathews: Uluslararası barış için Carnegie vakfı başkanı (CIA ve DIA).
Winston P. McCracken: Michigan Üniversitesi Prof.
Robert Strange Mc Namara: Dünya Bankası başkanı, Eski Savunma Sekreteri, Brookings Inst. (CIA bağlantılı).
Walter F. Mondale: ABD Büyükelçisi, Japonya Devlet Bakanlığı.
J. Benjamin Nye: Hazine Bakanlığı Sekreteri ve etkin başkanı.
Joseph S. Nye: Ulusal İstihbarat Konseyi başkanı, Harvard Dekanı
Rozanne L. Ridgway: Atlantik Konsül, RJR Nab Direktörü.
Charles W. Robinson: Kıtalararası Geliştirme Konsülü, Brookings Inst. (CIA bağlantılı).
David Rockefeller: Chase Manhattan Bankası başkanı, Rockefeller şirketi başkanı, CFR başkanı, Trilateral Komisyon başka. Bahsedilen tüm örgütlerin basındaki çekirdeğin yöneticisi.
Brent Snowcroft: Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan yard, CFR eski başkanı.
Helmut Sonnefeldt: Brookings ve Carnagie Endowment (CIA bağlantılı).
George Soros: Soros Fund başkanı, Open Society Institute.
Laura D. Tyson: Prof, Harvard, Ekonomik danışmanlık Komisyonu başkanı.
Paul A. Volcker: Federal Reserve System (Merkez Bankası) başkanı.
John C. Whitehead: Brookings Institution başkanı (CIA yan kurulusu)
NYC, AEA investor.
Paul D. Wolfowitz: John Hopkins Ünv Dekanı, İleri Uluslararası İlişkiler (CIA).
Robert B. Zoellick: Stratejik ve Uluslararası İlişkiler Merkezi başkanı.
M. Benjamin Mortimer: US News, World Reports, NY Daily News, Atlantic Montly başkanı ve yöneticisi, pek çok medyayı kontrol etmekte.

Eski ve Yeni Dünya Düzeninde gizli cemiyetlere kısa bir bakış

Dünyanın kurulusundan beri insanlar, sosyal sistemler içinde belirli bir güç arayışında olmuşlardır. Belirli sosyal sınıflarda ve özellikle 16-18. yüzyıldan sonra yönetici sınıfı teşkil eden üst burjuvazide belirli mevkilerin dağılımı, arz-talep dengesine uygun olmamaya başlamıştır. Ayrıca kilise ve din baskısına karşı da, farklı ve daha açık görüşlü düşünceye sahip insanlar farklı örgütlenmeler içine girme ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzyıllarda eski mistik gizli cemiyetlerin de törelerini ve yöntemlerini kullanan yeni yapılanmalar görmekteyiz. Masonluk ve ILLUMINATI, bu özellikleri fazlasıyla içermektedir.

Aslında gizli cemiyetler büyünün ve ayinlerin başladığı çok eski dönemlere kadar gider ve pek çok gizli cemiyetin kuruluşu, Mısırlılar ve Mezopotamyalılar zamanına kadar uzanmakta, Sümer ve Akanlara, 5000 yıl önceye gitmektedir. Ama ilk gizli cemiyetlerin temel çıkış noktası, din ve Tanrı ile bütünleşme çabasıdır. İlk gizli cemiyetleri oluşturanlar da zaten şamanlar, din adamları ve ruhban sınıfı olmuştur. Zoroastrianizm, Mithraism, Pitagorasçilik, Neo-Platonizm, Kabalizm, Sufism, Batıniler (Hasan Sabbah’ın gizli cemiyeti), Tapınak ve Malta Şövalyeleri ve Gül Haç örgütü ve daha binlercesi Mısır, Mezopotamya ve Ortadoğu’da kendi inanç, sembolizm ve ritüel sistemleri ile yoğrulmuşlar ve yıllarca birbirlerinden etkilenerek Rönesans dönemine kadar ulaşmışlardır. Burada söz konusu olan masonik cemiyetlerdir, ama burada hedefimiz tüm masonları ve masonik aktiviteleri kötülemek değildir. Yüzlerce kola ayrılmış olan masonluk kendi alt kültürü içinde bazı masonik olguları ve yapıları da beraberinde getirmiştir. Masonluğun tarihte insanlara olumlu etkileri de olmuştur. Öncelikle 18. yüzyıl öncesi Anderson Anayasasından önceki masonların pek çoğu aydınlanmacı ve bilimsel kişiliği ön plana çıkan kişilerdir.

Varlığı hâlen tartışılan Gül Haç (Rose Croix) Örgütü’nün de masonluğun farklı bir devamı olduğu, hatta 1614’lerde kiliseye karsı İngiltere’de manifestolar verdiği de söylenir. Rose Croix’de bulunduğu ve büyük üstatlık yaptığı söylenen bazı kişileri son yıllarda bulunan parşömenlerdeki kayıtlarına ve Holly Blood and Holly Grail (Kutsal Kan, Kutsal Kase) isimli kitaptaki bilgiye göre sayalım isterseniz

(Baigent 1983). Leonardo da Vinci (1510-1519); Robert Böyle (1654-1691); Isaac Newton (1691-1727); Charles Radclyffe (1727-1746); Victor Hugo (1844-1885); Claude Debussy (1885-191. Daha pek çok ünlü isim mevcut bu gizli masonik örgüttedir! Bu örgütün de farklı bir masonik örgüt olarak faaliyetlerini halen dünyanın herlerinde sürdürdüğü iddia edilmektedir. ILLUMINATI’ye de bir kol veren grubun Gül Haç teşkilatı olduğu düşünülmektedir.

Bu gizli cemiyetlerin hepsi tarihte olumsuz etkiler yapmamıştır, aksine Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Cemiyeti, Fransız İhtilali ve Amerikan Devriminin örgütlenme yapısını ve temel kardeşlik, eşitlik felsefesini oluşturmuş, devrimlere ideolojik bir ağ örmüştür. Fransız İhtilalinin pek çok kahramanı masondur. Kuzey Amerika’ya masonluk 1730’larda gelmiştir. Benjamin Franklin 1731’de mason olmuş ve 1734’de Pennsylvania’nın Büyük Üstadı olmuştur. Rose Croixler’in (Gül Haç) üçlü konsülünde yer almıştır. George Washington 1752’de masonluğa alinmiş 1789da da Başkan olmuştur. Amerikan başkanlarının büyük çoğunluğu masondur. Masonik örgütlerin pek çoğu Türkiye’de de adı çok tartışılan Tapınak Şövalyeleri’ne dayanır.



Visited 4 times, 1 visit(s) today

2 comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir