Site icon BOZ KARGA

İSRAİL’İN TARİHİ

İsrail oğullarının istikrarlı bir devlet olduklarızamanlar sadece DAVUT ve SÜLEYMAN Peygamberin yaşadığı zamanlardır. İsrail; Süleyman AS’ın vefatıyla ikiye ayrılmış, 12 kabile olan İsrail oğullarının 2 kabilesi birleşerek Yahudiye devletini 10 tanesi de birleşerek İsrailiye devletini kurmuşlardır. Bunlardan İsrailiye M.E. 961’den 722’ye kadar 239 senelik karışık ve perişan bir hayattan sonra Asuri hükümdarı SALMANASAR’ın istilasına uğramış. Bu hükümdar Yahudileri Medya ve Fars taraflarına dağıtmış, yerlerine Asuriyenin Hute taraflarından muhacirler getirerek yerleştirmiştir. Yahudiye devleti de Milat dan evvel 961’den 596 tarihine kadar 365 senelik huzursuz ve yan müstakil geçen bir hayat­tan sonra Geldani hükümdarı BUHTUNASIR’ın Kudüs’ü tahrip ve Yahudilerin hepsini Babil’e sürgüne gönderilmesiyle bu devlette son bulmuştur. Babil kralı Süleyman mabedinin ve sarayının yıkılmasına, şehrin yerle bir edilmesine, Ahalisinin toplanarak esir edilmesine ve Babil’e götürülmesine generallerinden NABUSORDAN’ı memur eder. Yahudiye devleti de 470 sene 6 ay sonra inkıraz bulmuş olur. (Filistin Sarkulurdun Cilt 1 Sahife44)

—–‘ tarih bu olaydan şöyle bahsetmektedir :

Meşhur dünya hakimi Babil kralı Buktun Nasır Kudüs’e geldiğinde yerde durmaksızın akan bir kan gördü, bunun ne olduğunu Yahudilere sorduğunda bilmiyoruz cevabını aldı. Yahudileri sıkıştıran Buk­tun nasır kanın Zekeriyya peygambere ait olduğunu öğrendi. Yahudiler Zekeriyya peygamberi öldürmüşlerdi. Bu duruma kızan Babil kralı Yahudilerin bir çoğunu kılıçtan geçirdi. Daha sonra Zekeriyya peygamberin kanının aktığı yere giderek İntikamını aldım dur artık diye kana seslendi. Ve akmakta olan kan durdu. o yıl Kudüs yıkıldı ve harap oldu. Yüce kitabımız Kuran bu olayı şöyle anlatmaktadır!
“Biz Yahudilere Tevratta şunu bildirdik’ Muhakkak siz sam arazisinde iki defa fesat çıkartacaksınız, ve muhakkak ki çok büyük azgınlıkla taşacaksınız. Onlardan birinci fesadın vakti geldiğinde kuvvet ve şiddet sahibi kullarımızı üzerinize musallat ettikte onlar sizi yakalayıp Öldürmek veya esir etmek için evlerinizin aralarına girip sizi araştırdılar. Bu yapılması kesinleşmiş vaat idi.” İsra Suresi, Ayet: 4


Böylece Yahudilerin 70 sene sürecek Babil esareti başlamıştır. Yahudiler bu esaret devrini hiçbir zaman unutmamışlardır: Babil o zamanlar dünya hakimidir. Yahudilerin 70 hahamı bir araya gelip bu esaret yıllarında Tevrat’ı yazmışlar, bir gün yazdıkları Tevrat sayesinde onlar da tıpkı Babil’in kendilerini esir ettiği gibi bütün dünyayı esir edip tek dünya ha­kimi Yahudi’nin YAHOVA devletini kuracakları günü özlemektedirler.
 Ve asırlardır bu hakimiyeti gerçekleştirmek için olanca güç ve bin bir çeşit hilelerle çalışmaktadırlar. Yahudiler Geldani İmparatorundan dini ve milli varlıklarını devam ettirme hususunda lazım gelen müsaade yi maharetleriyle en kısa zamanda elde ettiler. BUHTUNASIR’ın yerine geçen oğlu EViLME-REDOH (M.E. 560) Yahudilere babasından daha iltifat kar davrandı. 


0 zamana kadar hapis olunan son Yahudi kralını da serbest bıraktı ve onu taltif etti. Yahudiler bu sayede Babil’in can damarlarına sızdılar, akidelerini buraya yaydılar, isimlerini süratle Babil’lilerin isimleriyle değiştirdiler tıpkı bizde olduğu gibi SALOMON’u SÜLEYMAN, ABRAHAM’I İbrahim, YASEF’i YUSUF yaptıkları gibi. Babil’in yerli dilini de öğrendiler. Bu ülkede nüfus sahibi olarak servetler kazandılar. Fakat Yahudiliklerinden bir şey kaybetmediler. Milletlerin birbirlerini istila ve imha ettikleri her devirde cihangirlerin ayakları altında kalmalarına rağmen Yahudiler dinlerini şeriatlarını muhafaza etmekte başka milletlerin arasında erimemekte son derece uyanık ve dikkatli davranmışlardır. Bu sebeple bütün eski cihangirler tarihe karıştıkları halde Yahudiler hepsinin gerisine kalarak bugün dünyayı iradelerine ram etmiş bulunuyorlar.


Yahudiler yavaş yavaş Babil halkının ahlakını bozarken bu cihan hakimi ülkeyi de ekonomik siyasi ve içtimai bakımdan kemiriyorlardı. Bir taraftan bu yıkıcı faaliyetleri yürütürlerken diğer taraftan Babil’den intikam atmak için İran’la gizli gizli pazarlık yapıyorlardı. Nihayet Birinci KEYHÜSREV (Kurus) Yahudilerin yardımıyla Babil’i istila edip Geldani hakimiyetine son veriyordu. Bu durum Yahudilerin de esaretten kurtulmalarını sağlamıştı. Kurus Geldani’lerin Kudüs Süleyman mabedinden getirdikleri çok kıymetli eşyaları da Yahudilere geri verdi. Kudüs’ün tamirine izin verdi, nihayet Yahudiler o günün en güçlü devleti olan İran’a yaptıkları yardımın meyvelerini bol bol devşirdiler. Adeta müstakil bir devlet halini aldılar. Yahudi İran dostluğu Büyük İskender’in Tiran’ı istilasına kadar devam etti. (ME 331)


Ne var ki Yahudi milletinde vefa duygusu yoktur. 0 kendisini kurtarmak isteyen Musa peygamberi adam öldürdü diye Firavuna şikayet etmiş yine ken­disini denizi yarıp karşıya geçiren kendi peygamberine isyan etmiştir. 40 yıl Tİh çölünde kendisine kudret helvasıyla bıldırcın eti yağdıran Allah’ına isyan edip ondan soğan sarımsak istemiştir. 0 Babil’i İran’a çiğnettirdiği gibi Yunan’a da İran’ı çiğnettirmenin planını yapmaktadır. Nitekim yüz binlerce DARA orduları beş on bin kişilik yunan çetelerine, yüzlerce gemiden ibaret İran filoları on beş yirmi yu­nan teknelerine esrarengiz bir şekilde yenilmiştir. . 


Yunanlıların yükselmesi için orta şarkta büyük dev­let olan İran’ın batması gerekmektedir. Babil’e karşı İran’ı kazandıranlar, İran’a karşı Yunan’ı kazandırmışlardır. Bu husumet tam 200 sene İran’la Yunanlıların birbirleriyle vuruşmasına sebep olmuş, bu savaşlar tarihte Met muharebeleri adını almıştır. Dara İmparatorluğu Hindistan’dan Makedonya’ya kadar uzanıyor, bütün Anadolu, Suriye, Mısır, Filistin bu imparatorluğun hudutları içerisinde bulunuyordu. Birbirini takip eden ihtilaller ve bilhassa Mısır isyanı Devletin inkırazını daha da kolaylaştırmış ve nihayet memleket BÜYÜK İSKENDER ordularınca çiğnenmiştir. (İlk Çağ Tarihi, sayfa: 178)

Makedonyalı Büyük İskender DARA’yı İpsos meydan muharebesinde mağlup ettikten sonra ME 331 Filistin’i zaptetmiştir. Bu suretle Yunan Yahudi dostluğu ve birliği başlamıştır. Daha sonra da göreceğimiz gibi bu birlikten doğan Judou-Greec yani Yahudi Yunan felsefesi ve kültürü önce Yunan’ın sonra Roma’nın daha sonra da büyük Fransa ihtilaliyle bütün dünyanın başına bela olacaktır. Milletleri Din milli harslar ve ahlak bakımından mahvı perişan edecek olan LAİKLİK bu birlikten doğacaktır. BÜYÜK İSKENDER’İN kılıçla fethettiği Yahudiler Yunanlıları kültürleriyle tesir altına almaya muvaffak olmuşlar, İSKENDER’İN oğlu FİLADELFİ zamanında Tevrat Yunanca’ya çevrilmiştir. Filistin Makedonyalı Yunanlıların elinde 268 sene kalmıştır.

Exit mobile version