PFİZER’IN İTİRAFI VE GENÇ ÖLÜMLERİ!
ABD merkezli ilaç firması Pfizer’ın kıdemli yöneticisi Janine Small, Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oturumlardan birinde Covid-19 aşısının kullanıma sunulmadan önce bulaşmayı önleyip önlemediğini bilmediklerini öne sürdü!
Pfizer CEO’su Albert Bourla‘nın yerine oturuma katılan Small, “Piyasaya girmeden önce immunizasyonu durdurmayı biliyor muyduk sorusuna gelince; Hayır.
Piyasada neler olup bittiğini gerçekten anlamak için bilim hızında ilerlemek zorundaydık ve bu açıdan, her şeyi risk altında yapmak zorundaydık.” dedi.
Washington Times gazetesinde Cheryl K. Chumley, 28 Nisan 2020 tarihinde, “Yeni korona virüs gerçek ama zamanla bu işin tarihin en büyük siyasi aldatmacası olduğu ortaya çıkacak” diye yazmıştı…
İşte şimdi o zaman geldi…
Amerika’nın Florida Eyaleti’nin Sağlık Kurumu Şefi Dr. Joseph A. Ladapo ise mRNA aşılarıyla ilgili araştırma sonuçlarını açıkladı.
Ladapo, “mRNA aşılarının, 18-39 yaş arası erkeklerde kalp sorunları ve kalp krizine bağlı ölümleri yüzde 84 artırdığı ortaya çıktı” dedi…
Hastanelere, “aşı olmayanı hastanelere kabul etmeyeceğiz” diye pankartlar astıran Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘dan bu konularda çıt çıkmıyor…
Yine Pfizer şirketinin Türkiye temsilcisi gibi hareket eden akademisyenler ve ekranlarını sadece onlara açan televizyon kanalları da sus pus…
Şimdi, Pfizer’ın açıklamasını, süreç başladığı günden beri kamuoyunu uyarmış olanlar konuşuyor sadece.
Gazeteci Mehmet Ali Önel: “Pfizer yönetimi, aşının bulaşmayı önlemediğini nihayet itiraf etti.
Pfizer’in ortağı Uğur Şahin ise aşının en az bir yıl koruma sağlayacağını ve virüsün bulaşmasını engelleyeceğini söylemişti.
Ekran gediklisi profesörler de aynı nakaratı tekrarlamıştı.
Hani nerde bilim namusu?”
Ferhat Arslan, Dr. Doç. : “Ekranlardan sürekli size ‘şu kadarınız (60-70-90) aşılanırsa salgın önlenir’ diyenlerin temel argümanıdır bulaştırıcılığın önlenmesi. Şimdi ‘demedik’ diye inkârdalar.
Belli ki sürü derken sizi başka bir şeye benzetiyorlardı.”
Prof. Dr. Gülümser Heper: “Sürekli yüksek antikor seviyesi temin etmek için her üç dört ayda bir tüm topluma hatırlatma dozları verilmesinin kriminal bir süreç olduğu anlaşılıyor.
Sürekli yüksek antikor verilmesi insanları, otoimmun hastalıklarına ve ölüme sürükler.
Küçük pıhtı değil vaskülit…”
NOT: Vaskülit, kan damarlarında iltihap demektir…
Op. Dr. Bilgehan Bilge: “Türkiye’de aşı lobisinin en güçlü temsilcileri, kardiyoloji uzmanıydılar.
Aşının en bilinen ve yaygın yan etkisi de kalp üzerine.
Bu ne yaman bir çelişkidir.
Özel muayenehanelerinizde yaraladığınız bu insanlara ücretsiz hizmet verin bari.
mRNA’ya maruz kalan insanlar; öncelikle: D-Dimer, kanama-pıhtılaşma testleri, kanser belirteçleri, ekokardiyografi gibi tetkiklerini mutlaka periyodik olarak yaptırmalıdır ve bu tetkiklerin devlet tarafından tamamen ‘ücretsiz’ hale getirilmesi şarttır.”
Dr. Fatma Kamiloğlu: “Yan etkileri bilinmeyen sıvıyı, anayasa çiğnenerek zorla vurdunuz.
İnsanları işinden, ekmeğinden, okulundan, seyahat özgürlüğünden mahrum ettiniz.
Bilimi ayaklar altına aldınız!
Zengin oldunuz!
Foncu doktorlar kadar buna çanak tutan medya ve siyasiler de suçludur!
Yakup Yalvaç ise herkesten farklı düşünüyor ve “mRNA aşılarının test edilmeden piyasaya sürüldüğü bilgisi küresel çapta yürütülen bir propagandadır.
Bu aşılar 2008-2010 yıllarından beri inceleniyor, kalp krizlerine ve pıhtılaşmaya sebep olduğu hakkında bir sürü bilimsel makale var.” diyor.
Yakup Yalvaç, pandemi ilan edilmeden önce yayınlanmış bilimsel makalelerden ve Pfizer’ın aşı ile ilgili bilgilendirmelerinden örnekler de veriyor…
Pfizer yetkilileri, genç ölümlerinden sorumlu tutulmamak için mi konuyu değiştirdi acaba?
[…] üretimine başlandı.1947’de, Biyolojik kontrol Laboratuvarı kuruldu. Enstitü bünyesinde aşı istasyonu açıldı. İntradermal ve BCG aşısı üretimine […]
[…] Gariptir Covid haberlerini milletin gözüne, kulağına, gönlüne korku imparatorluğu oluşturacak kadar abartarak sunan medya organları, bu Great reset olayından söz etmiyorlar bile. Çünkü onlar da elitlerin kontrolünde ya da sponsorları o insan düşmanı, insanlık düşmanı elitler. […]