İçindekiler
DSÖ Acil durum ilan etti ki zaten bekleniyordu. Çünkü Afrika CDC ilan etmisti.
Detaylı şekilde hastalığı,,mekanizmasini, yapılabilecekleri yazacam ama en başta şunu yazayım.
Şu an için Covid19 gibi bir kapanma, pandemi süreci OLUŞMAZ.. Ve bir şey daha : Bağışıklıginızı, Selektif IgA seviyesini güçlü tutun..
Maymun Çiçeği:
Yaklaşık 54 yıldır var, ilk olarak 1970 yılında afrikada görüldü..Hayvandan insana bulaştı…Bu kısım onemli, çünkü son varyantlar insan insana bulaşıyor
Son iki yilda 40 bin vaka 1500 ölüm gerçekleşti..
Ölümlerin %85’i 19 yaş altında çocuklarda gerçekleşti…
Geçen yıl başta Londra olmak üzere Avrupa ülkelerinde görülmeye başlayınca yine acil durum ilan edilmisti, fakat 10 ay sonra acil durum kaldırılmıştı…
Şu anda biraz farkli bir durum var, virus mutasyona uğradı…
Klad 1 ve Klad 2 olarak iki türü var. Klad 1 daha bulaşıcı ve ağır seyreden bir form..
Bu klad 1 mutasyona uğrayarak Klad 1b isimli bir form olusturdu…iste bu form insandan insana bulaşıyor ve enfeksiyon siddeti yüksek..
Virus, POX (çiçek) virusu ailesinden ORTHOPOXVIRUS ailesindendir…
Insan Çiçeği virusu (variola) ile %96 oraninda genom dizilimi benzer…(bu konuyu yazayim, onemli)
Insan Çiçeği en 1977 yılında görüldü ve Şu anda yeryuzunde yok…(dünyada bir kaç ulkede,laboratuvarda var, saklanıyor)
Aşık Veyselin 2 kız kardeşi bu çiçek yüzünden vefat etmiş, kendi gozleride 7 yaşında yakalandığı yine bu çiçek hastalığı sebebi ile kör olmuştur..
Inekten elde edilen çiçek virüsünden uzun calismalar sonucu aşı elde edilmis ve ülkemizde en son aşı 1980 YILINDA YAPILMISTIR..
50-55 yaş uzeri kişilerin kollarında dirsek hizasinda yuvarlak sekilde bu aşı izini gorebiliriz…
Bunu niye anlattim ; çünkü %96 oraninda genom dizilimi benziyor ve o yapilan çiçek aşıları bir miktar maymun Çiçeği virusunden koruyor (Son çıkan klad 1b hariç) zaten sıkıntı burada başladı..
Bir miktar dedim çünkü STOMP isimli bir klinik çalışmada görüldü bu insan çiçek aşısının koruması…
SU ÇİÇEĞİ ile karıştırılmasın…Onun sadece ismi su çiçeği, kendisi çiçek hastalığı degil. Herpes grubu bir virus…
Zona’ya sebep olan su çiçeği…Yani su çiçeği aşısı MPOX ‘tan korumaz…
MPOX ÖZELLİKLERİ
Ilerde çok adını duyariz ama ben kısaca yazayim….
Virus hucreye E8, A28,A29 ve H3 genleri ile tutunur.
Diğer virusler gibi hücre çekirdeğine girmeye ihtiyac duymaz, stoplazmada çoğalır…! (Bu iyi bir sey degil elbette)
Coronavirus gibi sık mutasyona UĞRAMAZ…Coronavirus RNA virusu, MPOX ise DNA virusudür…
Fakat DNA virusu olması nedeniyle;
Bağışıklık sistemi ile etkileşimi ve onlardan kaçma yeteneği yüksektir….!(büyük bir genetik donanim mevcut)
Kuru ve soğuk ortamda uzun süre bulaşıcı ozelligini yitirmeden kalabilir..
+4 derecede uzun sure kalabilir
56 derece de 30 dakikada inaktif hale gelir ve ozelligini kaybeder….(70 derecede 3 dakika )
Yuksek ısıyı hiç sevmez…
Metanol
etanol (kolonya)
sodyum dodesil sülfonat ( temizlik maddeleri, şampuan, duş jeli, el sabunu vs )
fenol (gargara ve pastillerde bulunur)
Kloroform
Gibi organik çözücülerde virus islevini yitirir, inaktif hale gelir….
BULAŞMA YOLLARI
Her türlü cinsel temas…
Sarılma, öpüşme,masaj
Hasta bireye ait HER HANGİ BİR EŞYA ile temas..(havlu, çarşaf, elbise, tarak, makas, koltuk, kanepe, yatak vs)
Klad 1b ile enfekte olan bireyden ağız yoluyla gelebilecek damlacık tükürük vs.
KORUNMA YOLLARİ
Temas şüphesi varsa ilk anda yapilacak olan alkol bazli dezenfektan kullanmak…kolonya en basitidir ve bu virus kolonyada islevini yitiriyor
El yuz kol vs sabunla yikamak, mümkünse duş almak
Gargara yapmak (klorheksidin, benzidamin )
Özellikle magazalarda daha önce denenmis Elbise, pantolon vs…DENEMEMEK…(Bu hep atlanir ama onemlidir)
VE EN ONEMLİSİ.
Bağışıklıgı güçlü tutmak…Vucudumuz aslinda, mukemmel bir sisteme sahip..
Daha hucreye girmeden, deride, burun mukozasinda, ağız-yutak yolunda virusu yok edecek sistem mevcut..
Eğer bağışıklığı güçlü tutarsanız virusu hucreye girmeden yok edersiniz
Vitaminler, mineraller, flavonoidler, antioksidanlar, enzimler, yağ asitleri…Hepsi bağışıklığı güçlü tutabilmek için çok onemli…
Çocuklar (19 yaş ve altı) ,bağışıklık baskılayıcı ilaç kullananlar, otoimmun hastalığı olanlar, kanser geçmişi olanlar, diyabet, tansiyon hastalığı olanlar, akciger hastaliklari olanlar ve yaşlı bireyler daha dikkatli olmalı..
Kekik, karanfil, Tarçın, zerdeçal gibi bazı bitkilerin antiviral etkileri vardır ve kullanilabilir…(Bunlarla ilgili tek tek detaylı yazacam)
BELIRTILER ve SEMPTOMLAR
İLK EVRE…
Ateş
Halsizlik ve yorgunluk
Baş ağrısı
Kas ve kemiklerde ağrı (ozellikle bacaklar)
Sırt ağrısı
. IKİNCİ EVRE..
Lenf bezlerinde şişme
Kaşınma ile baslayan Kızarıklık
Kızaran yerlerin su toplamasi ve kabuk bağlaması
kaslarda sertlesme ve siddetli ağrı
. ÜÇÜNCÜ EVRE…
Virus sebebi ile düşen bağışıklıkla gelen seconder bakteriyel enfeksiyon
Bağışıklıği düşük bulan bakteriler çoğalır..!
solunum sıkıntısı, bronkopnömoni, zatürre.
ensefalit (beyinde iltihabi durum)
görme kaybıyla sonuçlanan kornea enfeksiyonları
gastrointestinal sistem tutulumu ( Ishal, Aşırı gecirgen bagirsak, kramplar, iltihabi reksiyonlar)
Allah bu üçüncü evreye dusurmesin, diğer evreler hallolur..
SONUÇ:
Ülkemizde şu anda bir risk yok, fakat biliyoruz ki güneyde MISIR, Batıda Italya, İngiltere, Almanya’ya kadar gelen vakalar bizede uğrayacak.
Bunun spesifik tedavisi ilaci vs yok…Bağışıklıgi güçlü tutmak ve korunmak tek yolu
Aşı soranlar olacaktır 《kimse sormazda cümle öyle denk geldi:) 》aşısı yok….
TPOXX (tecovirimat) isimli bir ilaç var ama aslında insan çiçeği virusu için…MPOX için onay ALMADI
FAKAT
Çiçek, MPOX tabanlı bir biyoterör saldırısı meydana gelmesi durumunda kullanilmak üzere ABD Stratejik Ulusal Stoğunda iki milyon doz tecovirimat stoklanmakta…
Cidofavir ve Brincidofavir etken maddeli iki ilaç daha var ve bunlarda aslinda insan çiçeği (variola) için uretildi. Fakat çok etkisi olmasa da kullanilmakta. Ozellikle Tecovirimat ve Cidofavir kombine olarak kullanilmakta…
Nihayetinde birileri ilaç uretecek, birileri stok yapacak ve birileride bu virusleri hortlatacak..
Vücudunuzun silahını, size bahşedilmiş bağışıklık sistemini küçümsemeyin…
En güçlü silah yine sizin elinizde.. Aşılar da o silaha virisu tanıtıp antikor urettirmek uzere tasarlanir..siz güçlü tutun ve sadece MPOX için degil, Coronavirus için de, influenza için de hücreye girmeden yok ederek hasta olmayın…
VE ASLA PANİK YAPMAYIN, BU CORONAVİRUS GİBİ SIK MUTASYONA UĞRAMAZ..
Virus Sıcakta zor yaşıyorsa neden Afrika’da var ?
Hepimiz aklinda Afrika deyince Çöl algısı olusuyor. Yayildigi yer kongo, TROPIKAL IKLIM..hava 21-29 derece arasinda. Mesela bugün 29 derece ve yağışlı. Zaten Afikada hava 56 derece de olmaz
Vücudumuzu bir kale olarak düşünün…Virus, bakteri,mantar vs…bunlarda düşman askeri…
SORU ; Bu düşmanları kalenin içine alıp içeride mi çarpışalim? Kale kapısındaki muhafizlara mı yok ettirelim?
Hasta olmak istemeyen IgA ile kapıda yok eder…Önleyici tedavinin temeli de budur…
Yazacaklarim HASTA OLMAMAK için patojenleri (mikropları) vücuda almadan öldürmek adınadır ve onemlidir…
SİSTEM…..
Vücuda bir (yabancı) virüs burun,ağız, göz ya da BAGIRSAK yolu ile girsin….
İlk tepki IgM ile gelir…bu bir antikor…yani giren viruse karşı gelişen bir savaşçı…
Bu savaşçı Aslında yoktu..giren viruse göre üretildi…ilk 5-6 gün serum/kan tetkikinde IgM yuksek çıkar….
5-6 gün içinde sitokinler B-lenfositlere bilgi geçer… “Abi birileri geldi, kalabalıklar, hucrelere girmeye çalışıyor, al bu da bilgileri”…
Bu bilgilere göre bir antikor daha oluşur IgG….
Biz B-lenfosite bu bilgiyi başka bir yolla daha iletiriz…AŞILAR…
Aşı ile virusu/bakteriyi tanırız ve IgG oluturturuz…
IgG yola çıkar….Yolda rahat ve hızlı hareket edilsin diye vucut ısısı 38.5 civarına çıkar….
BURADA BİR NOT : Çocuklarda ates 37.5 -38 diye hemen ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ verilmez…o ateş savunma mekanizmasinin bir parçasıdır, askerler hızlı hareket etsin diye yukselir. 38.5 uzerinde ateş düşürücü kullanilir…
Devem edelim…IgG öyle sessiz gitmez..öyle gürültü çıkarırlarki virusü öldürüp kendi ölen de var, viruse saldırırken hucrelere hasar verende…hucre içine giren virusu HUCRE ILE BERABER patlatıp yok eden de….
İKİNCİ NOT:
İşte; inflamasyon/yangı, enfeksiyon (iltihap) budur…yani bağışıklik sisteminin virusu yok ederken hucrelere/dokulara/damarlara verdigi zarar…patlayan hucreler, ortaya çıkan sıvılar,infiltrasyon…
Virus sayısı/yükü ne kadar çok ise gürültü o kadar yüksek olur…
ÜÇÜNCÜ NOT: Bazen bu gürültü o kadar yuksek olur ki ” durun artık stokinler, haber vermeyin, IgG filan gelmesin hasar veriyorlar ” deriz ve stokinleri durduracak BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI ilaç veririz..
Dekort, deltacortil, simulect, anakinra,prednol,kortikosteroidler gibi…..
Ne guzel hasarı durdurduk değil mi ? DEĞİL….Bu ilaclarla sadexs virus için bagisikligi baskilamadik ki komple baskiladik…yani artik tüm bakteriler,virusler,enfeksiyonlara açık hale geldik…başka mikroplara daha çabuk yakalanacagiz…
Bunlarin hepsi kalenin içinde oldu…Şimdi asıl konu,kale kapısına bakalim…
IgM dedik, IgG dedik ve hepsi icerdeydi…birde IgA var….MUKOZAL BAĞIŞIKLIK….
Burun, göz, ağız, akciğer, bagirsaklar….Hepsinde ince bir mukozal yapı, deri var…
En geniş mukozal yapı bagirsaklarda,bu sebeple en çok bağışıklik hucresi bagirsaklarda bulunur…
Virus burundan,agizdan,gözden girdi, IgA bunu yakalar, balon seklinde içine alir ve öldürür…
Diyelim akciğere geldi…hala ince mukozal yapida IgA var.. yine yakalar
Bagirsaklar…bir çok virus/bakteri girer ama IgA yakalar.
Ama eğer IgA SAYISI AZ İSE…bu mikroplar içeriye, kale içine girer…
IgA sayısı artırılabilir mi ? EVET…zaten işin ana noktasi burasi
12 – 19 yaş arası IgA sayısının en çok olduğu dinemdir, bu sebeple bu yaşlarda viral/bakteriyel hastalığa yakalanma daha azdır…
19-20 yaş sonrasi azalmaya baslar ve çok hızlı düşer…Bunu güçlü tutmak çok önemli…
IgA SAYISI/GÜCÜ NASIL ARTIRILIR ?
IgA ların güçlü olması için
Oksidasyon oluşmaması gerekir. Buna neden olan serbest radikaller, ROS engellenmeli. Bunun için ;
Glutatyon çok önemli….20 yaş sonrası seviyesi düşen Glutatyon dışarıdan alınabilir
Resveratrol , Qercetin, vitamin C, N-asetil sistein…..bunlarda glutatyondan sonra onemli olan antioksidanlar
Vitaminler..
D3, B12, B9,B6…Bu Vitaminlerin seviyesi her zaman için referans seviye ortalamasının uzerinde olmalı
ÖRNEK; B12 referans aralık 200-1000 arası 200+1000 =1200/2 =600
B12 seviyesi 600 uzerinde olmali…D3 seviyesi 55, B9 17-20 bandı üzerinde olmalı…..
Bu vitaminlerin çoğu IgA olusumunda onemlidir, bazılarının IgA üzerinde respetorleri var…
B12,B9,B6…Bu vitaminleri besinlerden aldığımız hali ile kullanamayiz..vucutta aktiflestirmemiz gerek…FAKAT; bunlara metil grubu takıp aktif hale getirecek olan Metilasyon döngüsü toplumumuzun %65″inde defekt, calismaz/az çalışır
Bu nedenle bunların aktif halini 《metilfolat(B9) -metilkobalamin (B12)-P5P (B6) 》 şeklinde kullanmak gerekir
MİNERALLER….
Magnezyum (sitrat,glisinat, malat,taurat), çinko (glukonat)
Bu mineraller enzimlerin aktif olması için çok onemli…enzimler düzgün calismazsa IgA düşer…
DEMİR: Eğer demir seviyeniz tam ise demir takviyesi almayin. Bunun birinci nedeni ●Insan vucudunda demir atılım mekanizması yok, fazlasi dokularda birikir ●ikinci sebep ise, demiri viruslerde çoğalmak için kullanır. Demir Sadece eksikse kullanılır…
Her üç mineralde mide asiti eksikliginde emilmez. Bu sebeple MIDE İLACLARI kullaniliyorsa ,mide ilaclari ile arasinda 6-8 saat fark olacak sekilde kullanılır….
DAMAR SAĞLIĞI (Hesperidin)
Damarlarin iç duvarlari endotel hucrelerden oluşur. ■Virüsler ■Bakteriler ■Serbest radikaller En çok buralara hasar verir.
Bu hasarlar sonrasi ☆ PIHTILAŞMA oluşur ☆D-DIMER yükselir ☆Fibrinojen artar ☆inflamasyon olusur ☆IgA düşer…
Bu saydıklarımın hepsini Covid19 zamanı yaşadık çünkü Coronavirus endotel hucrelere zarar verdi
Aşının zararları denilen, pıhtılasma diye bahsedilen sorunda buradan basliyor…
Aşı zararları (pıhtı,miyokardit, d-dimer) konusunu daha sonra yazacam….!
HESPERİDİN endotel hucreleri onarmada oldukca etkili bir flavonoidtir….
Bu flavonoidi defalarca yazdım zaten. Günlük 500-1000 mg sabah+aksam yemek ortasinda kullanılır…
ENERJI (ATP) URETİMİ…. (NAD, Q10)
Vucuttaki bütün bu islemlerin olması için enerji lazım…enerji birimimiz ATP….Bu ATP hücre içinde mitokondride uretilir.
ATP uretmek için glikoz – yağ asiti gerekli…Bunların Hidrojen iyonlari NAD ile taşınır ve enerji uretilir…NAD YOKSA,ENERJI YOK…
NAD 20 li yaşlar sonrası düşer, bu sebeple yaş aldıkça enerji de düşer…ABD’de kullanımı yaygındır, günlük 350-700 mg NAD kullanmak onemli
Soludugumuz oksijen mitokondride glikozu yakmak içindir…yani biz aslında mitokondri için solunum yaparız….
NAD ile tasidik Hidrojen iyonu var, oksijen var ama nir atesleyici, kibrit lazım….Iste bu da KOENZIM Q10……
KOENZIM Q10 eksikse enerji düşer….kolesterol ilaci kullaninlarda net düşer….Yaş ilerledikce düşer….günlük 100mg kullanım önemli…
Burada besinler oksijen ile birleşip yanınca bir atık/toksin oluşur….Bu toksinler GLUTATYON ve RESVERATROL ile temizlenir…Bu iki antioksidan mitokondri icin de onemlidir. Temizlenmezse mitokondri sayısı düşer, çalışma hızı düşer….
HÜCRE ZARI OKSİDASYONU (omega-3, alfa lipoik asit)
Hücre zararında OMEGA-3 ve OMEGA-6 bulunur…Omega-3 her zaman omega-6 dan FAZLA OLMAK ZORUNDA
Aksi hakde Hücre membranlarinda oksidasyon oluşur, bozulur. Bu durumda reseptörler çalışmaz…
Bunlar arasında insulin reseptörude var, D3 reseptörude, LDL ressptorude…Reseptör bozuksa bunlar hucreye girmez ve iskevi olmaz…
Biz Omega-3 yağ asitini uretemeyiz, disardan almak zorundayiz…NEREDEN ALACAZ?
Bitkilerden (ceviz,keten tohumu vs)-ALA formunu aliriz…ALA formu donusturulmeden KULLANILMAZ…EPA/DHA formuna donusturmek gerekir ama alinan miktarın sadece % 2,5′ u dönüştürülebilir..Yani HAYVANSAL gidalardan almak gerekir
Balık ve balık yağı en onemli omega-3 kaynağıdır (EPA/DHA formu) günlük 1000-2000 mg…
ALFA LİPOİK ASİT…hem hücre membrani oksidasyonu, hem HbA1c ( hemoglobine bağlanan şeker) dusurmede önemlidir…(350-600 mg/gün)
AŞIRI GECİRGEN BAĞIRSAK….
Bu oldukça önemli bir konudur….Bagirsaklar,süzgeç gibidir her şeyi içeriye almaz…
Eğer ● Ağır karbonhidrat ●Fazla /Ağır antibiyotik (bundan muzdarip çok insan var) ●Gluten,laktoz,kazein-A gibi molekullere alerji ●Ağır metal toksistesi Varsa bagirsaklar hasar alır
Bu durumda toksinler kana ,oradan organlara geçer ki bu zaten immun sistem için oldukça tehlikelidir. (Çoğu tiroit hastasınin kök nedeni budur)
Ve işin bir diğer tarafı da IgA nin büyük bölümü bağırsak yuzeyinde bulunur cmve o hasarlarla çoğunu kaybederiz….
BU TOKSİNLERİ BAĞLAYIP ATMAK İÇİN:
SIVI BENTONİT KİL: (yenilebilir tip)
Sabah kahvaltidan yaxda aksam yemekten hemen önce 2 yemek kaşığı sıvı BENTONİT KİL …toplam bir ay kullanim, bir ay ara ve tekrar bir ay kullanin…senede 2 tur…
Bentonit kil tonsinleri bağlar ve dışkı ile atar. Aksi halde kana oradan karacigere, oradan kan beyin bariyerinide gecerek beyine geçer ki MS dahil bir çok hastalikta etkendir…hipertiroidi, hipotiroidi hastaliginda Anti-TPO ve Anti-TG yukselmesinde etkendir…
SONUÇ:
İşin özü, sözün kısası…..IGA SEVIYESI VE DÜZEYİ GÜÇLÜ TUTULMALI…
IGA virusleri vucuda girmeden yok eden mukozal bağışıklığın askerleridir…
Hepsini oldurmese bile vücuda giren virus yükü oldukça azalir….VIRUS YÜKÜ HASTALİK ŞİDDETİ İÇİN ONEMLIDIR..
Yazdıklarım biraz karışık gelebilir ama kısaca
Hesperidin
NAD
Glutatyon ,Resveratrol
Omega-3 , alfa lipoik asit ,Q10
D3,B12 B9,B6
Magnezyum,çinko Uygun doz ve şekillerde hekim bilgisi dahilinde IGA yı guclendirmek için çok onemlidir
IgA seviyesi ölçülür mü? Evet ölçülür ama ülkemizde kan/serum duzeyi ölçülüyor.
Mukoza uzerinden ölçüm maalesef yok…Mukozal ölçüm tükürük uzerinden ABD de yapılıyor, Avrupayi bilmiyorum…
IgA sessizdir, inflamasyona neden olmaz…..Bir evde iki kişi var ikiside viruse maruz kaldigi halde birinde enfeksiyon olup digerinde hiç bir sey olmamasinin nedeni IGA gücüdür….
Burada elimden geldiği kadar siyasi, magazinsel vs konulara girmeden ;
Hastalıklar, Mekanizması, kök nedenleri, tedavi yöntemleri, biyokimyasi
İlaçlar, yan etkileri,
vitamin,mineral, flavonoidler vs etkileri Ile ilgili yazmaya çalışıyorum..
Fakat lütfen bağışıklıginizi güçlü tutun. Son zamanlar
Karın ağrısı,ishal
mide bulantısı
Norolojik semptomlar (baş dönmesi, berrak düşünememe, odaklanma sorunu)
sürekli uyuma isteği
Ateş, kaslarda güçsüzlük Gibi durumlara yol açan ve tek patojenin neden olmadığı bir salgın var.
Bu salgın Avrupa ve ABD’de daha yaygın iken ulkemizde de görülmeye başlandı
Enterovirusler, nörovirus, Coronavirus, influenza dahil bakteriyel patojenlerden korunmanin ilk yolu hucreye girmeden bunları yok etmektir…Lutfen güçlü tutalım…