Dünyada yaşanan çatışmaların ana ekseni petrol gibi görünse de geri planda su kaynakları ile ilgili ciddi bir savaş havası var. Birçok içecek firması su kaynakları için rekabet halinde. İşte dev bir kola şirketine karşı tehdit ve şantajlara rağmen su ihalesini alan Türk iş adamının hikayesi.
BM verilerine göre dünyada şu an 884 milyon insanın güvenli içme suyuna erişimi yok. 2050 yılı itibariyle bu sayının 5.7 milyara çıkması bekleniyor.
Su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde su kaynaklı çatışma riski, her zaman bulunuyor. “Su’dan Savaşlar” adlı kitabın yazarı olan Hidropolitik Akademi Merkezi Direktörü Dursun Yıldız, bu riski “Gelecekte su ile ilgili gerginlikler yaşanacaktır. Hatta bir savaş da çıkabilir” sözleriyle dile getiriyor.
Su savaşları başladı mı?
Savaşın sadece silahlı çatışma olmadığı bugün daha iyi anlaşılıyor. Küresel güçlerin ekonomik, siyasi, sosyal alanda birbirleri ile olan savaşları bu gerçeği gösteriyor. Su savaşlarının birebir çatışma şekline dönüşmesi belki 2050 yıllarını bulabilir fakat savaşın arka planı olan ekonomik ve siyasi savaşlar çoktan başladı. Bugün uluslararası şirketler su kaynaklarını tespit ederek, daha sonra işletmeler kurarak sahiplenme yoluyla su savaşlarını başlatmış durumda.
Türkiye önemli bir yere sahip
Birçok içecek şirketleri bu savaşı kendi arasında başlatmışken ülkeler de su üzerinden siyasi planlarını devam ettiriyor. Özellikle petrol üzerinden yapılan savaşlar, su savaşlarının gündemde olmasını engelliyor.
Petrolde olduğu gibi su konusunda da Mezepotamya ve Anadolu toprakları büyük öneme sahip. Türkiye’deki zengin su kaynakları da en çok ilgi çeken detaylardan biri.
İşte bu su savaşlarının başladığını kanıtlayan Bursa’da yaşanan bir olay…
Bursa’da bir iş adamının ünlü bir kola firması ile girdiği mücadelenin hikayesi. Su kaynakları üzerinden yapılan mücadelede dev kola firması her türlü baskı, tehdit ve şantaja rağmen Türk iş adamına geri adım attıramıyor ve su savaşını Türk iş adamı kazanıyor.
İşte yaşanan olayın detayları
İş adamı Muhammet Tayyar Türkeş kendi dilinden anlatıyor; Yıl 2013 Ankara’dan dönüyorum, İnegöl’de bir benzinlikten alışveriş yaptım. Markette para üstü olarak 50 kuruş olmadığı için oradan bir Olay Gazetesi almak zorunda kaldım. Gazetenin 9.sayfasında doğal bir kaynak suyu ihale ilanı vardı. Bursalı, Kestel ilçesinin Kozluören köyünde yaşayan bir iş adamı olarak gözümden kaçmadı. İlanda aynen şöyle yazıyordu; Mülkiyeti İl Özel İdaresine ait Alaçam Köyü sınırları içerisinde bulunan 5 Lt su kaynağının 3 Lt sini yıllık 535,000tl ile, 5 yıllığına kiraya verilmesi işi!
İhaleye girme kararı verdim ve üç gün sonra ihale dokümanını İl Özel İdaresine almaya gittiğimde 200 TL olan şartname bedelini yatırmama rağmen, 5 dk da alabileceğim bir ihale şartnamesini 6 saat bekletildikten sonra elime aldığımda, ”Nasıl bir kovana çomak soktuğumu ve bu işin normal bir ihale olmayacağını rakiplerimizin nüfuslu birileri olduğunu anlamıştım”.
Günler günleri kovaladı ihale günü geldi çattı, gerekli teminatları yatırıp dosyamı da alarak ihalenin olacağı İl Özel idare binasına gittim.
İhale salonuna alınmadan evvel elimdeki dosyayı alarak beni bir odaya aldılar ve kapıyı kapattılar. 3 dk sonra bu odaya benim haricimde ihaleye katılan dev bir kola firmasının 2 yetkilisi ile birlikte Alaçam köyü muhtarı Cevat Turan geldi.
İş adamını tehdit ettiler
Firma yetkilileri o odada yanlarına (Ayı) lakaplı bir muhtarı alarak bana, ‘’Muhammed Tayyar Türkeş’’e, aba altından sopa gösterip ihaleye girmemem gerektiğini, bu suyu kullanamayacağımı, o köye dahi giremeyeceğimi Türkiye Cumhuriyeti Bursa İli, Kestel İlçesi Alaçam Köyü muhtarına söyleten sistemin adına da “çok uluslu şirketler” denir.
Bende kendilerine cevaben, yürekleri ve bilekleri yetiyorsa beni ihaleye sokmamalarını, ayrıca firmanın Alaçam muhtarına da ‘’YAHUDİLERLE İŞ YAPMAYI ÖĞRENMİŞSİN AYI CEVAT, SANA MÜSLÜMANLARLA İŞ YAPMAYI ÖĞRETMEK İÇİN BURADAYIM’’dedim. O suyu alacam, sen mi? mani olacaksın dediğimde de odadan kaçıp gitti.
ARTIK O ODADA FİRMANIN İKİ YETKİLİSİ VE BEN VARDIM.! Bu seferde odaya dönemin İl Özel İdare avukatı Yasemin Güneş girdi. Gökdere Vergi Dairesinden aldığım borcu yoktur kağıdımın geçersiz olduğunu ve ihaleye katılamayacağımı söyleyerek ihaleye girmemem için elinden geleni ardına koymadı.
İhale mevzuatını ve evrak işlerini Yasemin Güneş kadar bildiğimi fark eden yetkililer yapacak bir şeylerinin olmadığını evraklarımın tam olduğunu ihaleye girmeme mani bir durum bulunmadığını gördüler.
EVRAKLARIM TAMDI VE O İHALEYE GİRECEKTİM! VE NİHAYET İHALE SALONUNA ALINDIK. O dönem İl Özel İdaresi genel sekreter yardımcılığını yapan Muhammed Müfit Aydın ihale komisyon başkanı olarak karşımdaydı! ve ihaleyi başlattı…
Solumda oturan dev kola firması ve ben fiyat arttırmaya başladık. Fiyat 602,000 TL’ye Geldiğinde firmanın yetkilileri ihaleden çekildiklerine dair ihale evraklarına imza atarak ihale salonundan ayrıldılar ve sonuç olarak yıllık 603.000 TL’ye su kaynağı ihalesi bana kaldı.
Komisyon başkanı, şu an milletvekilliği yapan Muhammed Müfit Aydın’ın şu sözü hiç kulağımdan gitmez. Şöyle söyledi bana:‘’Tayyar sen koskoca kola firmasıyla ile nasıl baş edeceksin? Bunlar büyük işler, sen bu suyu ne yapacaksın?” diye tüm komisyon üyeleri ve kamera kayıtlarının önünde bunları söyledi.
Ama eminim ki benimde ona verdiğim cevap onun kulağından hiç gitmiyordur. Verdiğim cevap şu: Siz Yahudilerle iş yapmayı öğrenmişsiniz, size Müslümanlarla nasıl iş yapılacağını öğretmek için buradayım. Sen ne yapacaksın benim suyu ne yapacağı mı? Gerekirse sadece yıkanırım, dediğimde ihale komisyonundaki herkesin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
Posta ile tarafıma yollanan bu tebligat, adeta su işinin ne kadar önemli olduğunun göstergesi gibiydi. Bu tebligatı tarafıma ulaştırabilenler, katıldığım ihalenin tebligatının tarafıma ulaşamadıkları için mahalle muhtarına bıraktıkları halde sözleşme yapmaya gelmediğimden dolayı ihalenin iptal edilip teminatımın irat kaydedilerek 5 yıl kamu ihalelerinden yasaklı duruma düştüğümü tarafıma tebliğ ettiler.
SİSTEM İSTEDİĞİNİ YAPMAYA ÇALIŞIYORDU ANCAK UNUTTUKLARI BİR ŞEY VARDI. O DA ADALET! HEM İLAHİ ADALETİ, HEMDE YÜCE TÜRK MAHKEMELERİNİ UNUTMUŞLARDI! Duracak da değildik, boyun eğemezdik yapılan bu açık husulsüzlüğe. Sessiz kalamazdık. Yahudi bizim memleketimizde bizi parya yapamazdı, yapamayacaktı!.. son yol olarak işi hukuka taşıdık. Bölge İdare Mahkemesine gidip itirazlarımızı yaptık.
Mahkeme ihaleyi Türk iş adamına verdi
Mahkeme, Yüce Türk Milleti adına verdiği kararda görüldü ki kola firması, çekildiği ihaleden, sanki ihalede ikinci fiyatta kalmış firma gibi çağırılıp, il özel idaresi tarafından bahse konu su kaynağı ile ilgili apar topar sözleşme yapılıp kola firması ’ye usulsüz bir şekilde teslim edildiğini yazışmalarda fark eden Mahkeme heyeti, ŞU TARİHİ KARARI VERDİ:
İl Özel İdaresi tarafından yapılan tüm işlemlerin usulsüz olduğunu, su kaynağının usulsüzce teslim edilen kola firması.’den alınıp, Muhammed Tayyar Türkeş’e teslim edilmesine karar verdi.
Bu karar üzerine bende, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye giderek kendisinin seçimlerde su fabrikası vat’i olduğunu ancak bunun için gerekli su kaynağının olmadığını, aslında kaynağın o dev şirkete verilmek üzere ihaleye çıkıldığı gibi sn‘ de 3 Lt değil de sn’ de 40 Lt aktığını tespit ettiğimizi, kurulacak fabrika için yeterli olduğunu ve il özel idaresinin uhdesinde olan son su kaynağı olduğunu kendisine anlatarak ikna ettim.
Belediyeye bedelsiz teslim
Recep Altepe’ye, bu suyu alıp geçtiğimiz ay üretime başlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Muradiye su fabrikasının yapılacağı yeri de kendisine göstererek bu su kaynağını Bursa Büyükşehir Belediyesinin Jeotermal A.Ş. isimli şirketine dava masrafları ve ödediğim kiralama bedeli haricinde fazladan HİÇ BİR BEDEL almadan 2013 yılında devrettim.
Yukarıda bahsettiğim su kaynağının 6 yılda şişeye girme Hikayesi’nin ardından geçtiğimiz pazar günü bir market rafında ‘’Muradiye’’ isimli suyu satın aldığımda ki hazzı düşmanlarım duyamazlar.
Tüm Bursalıları Muradiye isimli suya sahip çıkmaya davet ediyorum.
Bursa’mıza Hayırlı Uğurlu Olması Dileklerimle… Marketinizden Muradiye Su İstemeyi Unutmayın!
Gözümüz, Kulağımız, Kalbimiz Muradiye İle Beraber.
YÜZYIL SONRA YAŞANACAK DİYE KONUŞULAN SU SAVAŞLARININ ÇOKTAN BAŞLADIĞINI ANLAMANIZ ÜMİDİ İLE.
LA GALİBE İLLALLAH