Bu masalda tıpkı pek çok diğer masallarda olduğu gibi yapılan pozitif subliminal mesaj ve kodlamalara bakacağız…
Masalımızda 2 kahraman vardır.. Birisi Ali baba ve diğeri de Kasım’ın genç hizmetçisi.. Ali baba ailesiyle mutlu mesut azla yetinen tokgözlü ve, çok zengin olan abisi Kasım’ın zenginliğini hiç kıskanmayan ermiş biridir…
Kasım ise çok zengin ama aç gözlü kıskanç biridir Masalımızda; kodları ve şifreleri (açıl susam açıl) zenginlik ve mucevherlerden unutan zengin, aç gözlü ve cimri Kasım ile başı hiç bir şeyle dönmeyen, bağımlılıkları olmayan nefsine ve menfaatine aldanmayan ve bu sebeple de zihni açık, sifreleri unutmayan,boyut yolculuklaruna hazır, kendini unutmaya, tok gözlü,fakir ama gönlü cömert Ali babanın hikayeleri karşılaştırılıyor …
Dünya malının ömrü bir kelebeğin kanadı kadardır Bir kelebeğin kanadına takılma sende olmayana yerinme.. Sende olanın kıymetini bil… Ailen huzurun .. Az olsun huzur dolsun .. Azlıkta bereket vardır uzun ömür vardır… Bolluk; kuraklık ve yokluk getirir az ise hep yeter.. İhtiyacından fazlası icin uğraşma .. İhtiyacından fazlası nefsinindir… Şan şöhret mal mülk makam … Fazlasına bakma Fazlası için kendini heder etme… Sen dünyaya sırtını döndükçe dünya zaten sana koşa koşa gelecektir .. İmtihan bu Ilerledigin yolda sağında ve solundaki süslü mücevherlere yaldızlı kelimelere kanma Onlara takılıp baktığın an Medusa gibi seni büyüleyip yolundan alikoyacaklar…
Basit ol basit yaşa, Occam gibi sade ol, sadeyi sev, gösterişe kapılma, aldanma,
Bugün tohumdur yarın ekindir, Ekin ve hasat zamanı için bugün çalışman gerekiyor.. Müjdeler bekleyen bir uyuşuk olma.. Müjde sen ol Mucize sen ol … Büyük değişimler bekleme Bir adımla her şeyin değişeceğini ve tek bir anla her şeyin bambaşka olacağını düşünme Azmet ve istikrarlı ol… Müjde bekleme Mucize bekleme..
Kaplumbağa ol ve adım adım ilerle .. Uzun mesafeye odaklan bugüne takılma tohuma değil ekine odaklan Yarın için bugün emek verme zamanı.. Bugün verilmeyen emek yarın daha büyük külfetlere sebep olacak.. Seçimlere ve doğru kararlara yoğunlaşma.. Önemli olan çoktan seçtiğin yolda en emin ve en güçlü adımlarla yan kulvarlara ve orda elde edebilecegin kazançlara bakmadan dümdüz devam Sonra içeriyi esanslarla doldurmak lâzım Anın büyüsüne kapılmadan anın çekici heveslerine aldanmadan…
Ânı değil tüm zamanları aynı anda hisset ve yaşa… Ân; seni nefsine köle eder .. Ân haźlarını başına çıkartır … Yarına yoğunlaş yarınlara… Bugünü feda et Geleni karşılamak lâzım Hangi duygu varsa onu bastırmadan . Gözler kıpkırmızı olana kadar ağlamak ve içerdeki zehri iyice akıtmak lâzım … Şifreler yok .. Tüm zamanlar özel.. Her bir anın kıymeti bilinip maximum performans verme vakti … Geri kalmak sıkıntı değil… Nefesin uzun olmaması sıkıntı… Kararı doğru verip vermemek sıkıntı değil.. Kararı doğru uygulamamak, şüpheye düşmek sıkıntı … “Ama gülmek dalmak hülyaya. Bir hiç için ya kılıcına ya da kalemine salirip sonra tevazuyla kendine çocuğum demek… Bütün bunları beni hoş gör yine .. Bunlar yabanın değil kendi bahçenin malı… Bulutlara çıkmasada dalların.. Boy ver dayanmaksızın yalnız ve tek başına;” Cyrano Bu dünya hayatının en önemli en temiz ve en saf merhalesi çocukluk ve sonrada yaşlılık dönemi.. Çocuklarınızı dengede tutun.. Çocuklarınıza güzel anılar verin… Unutmak ıstedikleri değil özleyecekleri anılar hediye edin… Koşmayın .. Koşturmayın..
Ne diyordu Antony Guinn meşhur Keno Reves filmi Bulutların ötesinde; Güneş doğmadan önce bir sabah vakti şaraplık üzümlerin kesiminde aceleyle muhteşem manzaralı üzüm bağlarına patika yoldan giderken Yaşlı bilge adam Kena Reves’in “Neden durdunuz neyi bekliyorsunuz sorgusuna? “Ruhumuzu bekliyoruz evlat … Ruhumuzun bu muhteşem manzaraya doymasını bekliyoruz Aceleye gelmez hayat ;”
Pazartesi başlayıp Cuma bitiyor mesaimiz bazen Cumartesi Pazar bazen akşamlar bazen geceler boyu da çalışıyoruz… Ne için? Karnımızı doyurup günün kalan bir kaç saatinde de toplumun elit kesimine karışabilmek, sinemaya tiyatroya konsere gidebilmek için… sonrada uyku..
Bu hayat boyle olmamalı Bir yerlerde bi yanlış var… Dünyanın en zengin ilk 100 kişisi dünyanın % 30 zenginliğine sahip .. İlk 10 kişisi ise % 8 Ve bu makas her geçen gün gittikçe açılıyor .. Günde 1 doların altında çalışan dünya nüfusu % 60 .. Korkunç bir sona gidiyoruz “Ya ne yapmak lazımmış? Istemem eksik olsun… Eksik olsun istemem;”
Köle olarak çalışan ama ismi köle olmayan acaip kullar Mesai saatleri hak getire Sorun sahte gündemlerde ve gündemi gerçek gündem yapmak isteyenleri beğenmeyen bizlerde.. bizler iyi ile kötüyü ayırt edemiyoruz artık.. Maalesef Arkadaşlar bakın emek veriyorum sizlere … Okunmalik dinlenmelik bi şeyler bırakmak için çoluğumu çocuğumu eşimi dostumu bırakıp burda bi kaç kelime yazmaya çalışıyorum sizler için.. Haydi bi gayret bol retweet bol beğeni lütfen.. Ki bende az bi gaza geleyim.. Arkadaşlar bu hayatta aslında en berbat ve zor donem gençlik dönemidir…
15 -33 yaş arası dönem rayına oturmamış fikirler idealler karmaşa ve düşünceler sorumluluk yasama stili vs gibi sebeplerden dolayı Bu dönem en berbat hayat dönemidir aslında. .. Vücut her seyi yapabilir.. Ama kalp çok zayıftır.. Kalbine göre gider ama yanılır.. Çünkü kalbe giden damarlar tazeciktir.. Özellikle 15/20 yaş arası kalp krizi geçirirse kurtulmasi çok zordur.. 60 yaşındaki biri bile kurtulma şansı daha yüksektir.. O yüzden yaşlılıkta geçmiş acılar dahi rolüne olduğu için yaşlılık dönemi hayat çok daha güzeldir… Gençken asla arkamıza bakmadan çalışıyoruz
Hep yarını düşünüyoruz Ve dünün muhasebesini yapmadan .. Yatağa yatarken yarın neler yapacağımızı düşünüyoruz .. Dün ya da bugün neler yaptığımızı degil… Hep yarından umutluyuz ama bugunlerimiz dünlerin umudu olmadi hiç.
Ah nerede o eski günler deyip hep yarına bakarken yarınlarda ise bugünleri özleyeceksiniz .. Bugünlerde sahip olduklarınız yarınlarda giderek artmayacak azalacak… Belki maddi olarak çok şeyler elde edeceksiniz o ayrı.. Ama bugün yanınızda olan ve alıştığınız değerlerin kıymeti Onların yokluğunda anlaşılacak… Peşinde koştuğun şeyler için hem emek ve de elindekileri feda ediyorsun bunu anla …
Elimizde olmayanlara bakıp hayıflanmaktansa elimizde olanlara bakıp kıymet bilmek ve mutlu olmak lâzım .. Bizler dünleri neden özlüyoruz bilmiyormusunuz? Bugünü hiç sevmiyoruz da ondan … halbuki bugünü de yarın özleyecegiz Yarın.. Yarın… Yani şarkıda derdi ya “Güzel günler göreceğiz inanın çocuklar..motorları maviliklere süreceğiz” diye … Belki motorları sürüyoruz her birimizin bir motoru arabası var belki.. Ama mavilikler düşlerde kaldı iyi mi? Motorları maviliklere yine süremedik… O maviye yakışmazdi zaten… … Ne yaşadın ki şimdiden pes ediyorsun ..? Neye pes ediyorsun …? Daha neler yaşayacaksın ? Hayat güzel Allah büyük Hakka sığın Allah sana guzel bi kader yazdırdı bugününe bakma .. Güzellik dünkü dertlerin prangaların ortadan kalkmasıdır. Yarınlarda prangalar olmayacak
Neyse, masalınıza dönelim Ali babadaki Kasım; Alaaddinin sihirli lambasında olduğu gibi, Brad Pit’in 7 ölümcül günah filminde olduğu gibi (greed ve gluttony) hırsının ve acgözlülüğün esiri oluyor ve hazin bir sonla karşılaşıyor..
Kasım; “Açıl susam açıl” kısmını öğreniyor ama mağarada gördüğü zenginlikler(boyut) ona bunun sihrini ve aslını unutturuyor.. Aslını unutan Kasım; gördüğü zenginliklerin ona hiç bir faydasının olmayacağıve kendisine hiç bir yardımının olmayacağı bir haşhaş bir büyü altında giriyor..(matrix) Bu masalı bilmeyen sanırım yoktur o yüzden masalı anlatmıyorum…
Kasım’ın tek olarak girdiği mağaradan başı ve vücudu birbirinden ayrılmış halde Ali baba tarafından çıkartılıyor çünkü 40 haramiler onu öldürmüştür .. Işte bundan sonra devreye kadının aklı giriyor yani Morgiana.. Ali baba; Kasımın ölüsünü mağaradan çıkarınca, 40 haramiler birinin daha “acil susam açıl” sırrını ve altınlar, mücevherlerle dolu mağarayı bildigini anlarlar ve bu kişinin yani Ali babanın peşine düşerler Işte kadın zekası Kasım’ın kovduğu Morgiana onu korur ve kutsar .. Saflık ve doğallık ve azla yetinmek.
İşte bu; bir bebeği, bir anne kanatları altında kutsayan sevdiren şeydir.. Işte Ali baba da tıpkı bir bebek gibi hiç bir şeyden habersiz, kapılarını işaretleyen 40 haramilerden, evini basanlardan, bir kadın kutsuyeti ve zekası ile korunuyordu. Kasım’in hizmetcisi Morgiana, yağ ve bal küplerinin içindeki tüm 40 haramileri nefessiz ve zahmetsiz öldürerek Ali babayı kurtarıyor bize de diyor ki “Sizin olmayan şeyler kıskanmazsanız sizindir ” ve “yağın balin içindeki zehri bilemezsiniz aç gözlülük yapmayın korunun arının” Oburluk midenin müsaade ettiği kadar yemektir…
Açgözlülük ise midenin yetmediğini; başkalarının bitirmesinden korkup başkalarından saklamak depo etmektir … Depo ve stoklamak sistemin ınsanlara verdiği korku ile uyuşturmak ve haşhaş vermektir … Gıdayı telef olmaktan, küflemekten, bozulmaktan ve hırsızlıktan vs koruma amaçlı olanlar hariç her ne şartta olursa olsun ister savaş çıksın ister kitlik olsun ; stokculuk insanı pozitif evrenden ve yaratıcıya tevekkülden koparır…
Bencilleştirir aç gözlü ve hırslı yapar… Savaş, iç savaş kıtlık vs çıkacak diyerek 2/3 yıllık evde gıda deposu yapanlar daha yokluğun ilk günlerinden bir paket makarna için acımasızca öldürülür de ömrü açlardan daha kısa sürer. Mal biriktirme ve stoklama hırsı insanın sağlığını bozar evrenle olan bağlarını koparır evreni ve ordan gelen feyzi hissedemez alamaz ve kendi zenginliği malı mülkü içinde boğulur gider … Giderde bir Allahın kulu bile yardım etmez … Hemen malını pay ederler… Rahmetli Sadri Alışık’ı da anmadan geçmeyelim Ali baba vesilesiyle;