Site icon BOZ KARGA

DUT YEMİŞ BÜLBÜL GİBİ…

BÜLBÜL İÇİN VİŞNE İLE DUT ARASINDAKİ FARK

Bülbüller içkiye düşkündür..

Buldular mı bir dolu içerler.

Ama bu gerçeği bilginler değil, tarihçi Reşat Ekrem Koçu‘nun annesi Zağra’lı Hacı Fatma Hanım saptamıştır…

Bunun için de bülbülleri günlerce, Göztepe’deki evinin bahçesinde, dürbünüyle gözetlemiş…

Fatma Hanım gözlemlerini şöyle dile getirir: “bir bülbül ala sabah bir vişne ağacına gelip konar…

Yirmi otuz kadar vişneyi gagasıyla deştikten sonra çekip gider…

Akşam, yine gelir…

Vişnenin kuş gagasıyla deşilen yerinde meyve suyu mayalanmış, bir likör ya da şarap oluşmuştur…

Bülbül, akşamın garipler sersemliği” denilen bu son saatinde bir iki vişneden kendi elceğiziyle hazırlanmış içkinin ilk yudumlarını içince şöyle bir silkinir, birkaç külhani ıslık öttürür…

Kadehler beşi, altıyı buldu mu nağmeler uzar…

Ortalık iyice karardığı için küçük esmer kuş göze görünmez ama sesi ağaçtadır…

Belki de içkiyi sürdürmektedir…

Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar.”

Vişne mevsimi bitince dut mevsimi başlar.

Ve…

Bülbül sesleri biter.

Aslında bülbül, içkisi bittiği için ötmüyordur, mevsim dut mevsimi olduğu için susmuştur.

Çünkü yediği dutlar bülbülü ishal yaptığı için ötemez olmuştur.

Bu yüzden susanlara dut yemiş bülbül gibi denir.

Exit mobile version