İlk okul sıralarından günümüze kadar “Amerikayı kim keşfetmiştir?” sorusuna verdiğimiz tek cevaptır Kristof Kolomb.
Peki,
Kristof Kolomb gerçektende Amerikayı keşfetti mi?
- Öncelikle keşif , keşfetmek nedir ona bakalım. “Var olduğu daha önce bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması.”
İlk gelen Avrupalıların karşısına çıkan Amerika, boş bir doğa parçası olmaktan çok uzaktı. Bugünkü tahminlere göre, o günlerde Batı Yarıküresi’nde de Batı Avrupa’daki kadar, yani 40 milyon, insan yaşıyordu.
KIZILDERİLİLER
Günümüzde ABD’nin bulunduğu bölgede, ilk Avrupa kolonilerinin kurulmaya başladığı sıralarda 18 milyon Kızılderili yaşadığı sanılmaktadır.
AZTEK (Meksika)-MAYA-İNKALAR (Peru)
Mezoamerika Meksika’dan Kosta Rika’ya kadar uzanan bölgedir. Kristof Kolomb, sonradan Amerika adını alacak kıtaya ayak bastığı zaman burada çok yüksek bir uygarlık seviyesine erişmiş medeniyetler vardı. Şimdiki Meksika’da, Orta Amerika ve Antiller’de, Ant dağlarının kuzey ve orta kesimlerinde MÖ 1.800 ila MÖ 300 yılları arasındaki dönemde Orta Amerika’da karmaşık kültürlerin yükseldiği görülür. Bölgede çok sayıda şehir devleti, krallık ve imparatorluk ortaya çıkıp dağılırken birbirleriyle sürekli olarak mücadele halinde olan öne çıkan beş uygarlıktan bahsedilebilir: Olmekler, Teotihuacan, Toltekler, Mexica ve Mayalar. Meksika’nın yüksek yaylalarında Toltek ve Aztek, Antiller’de Karaip, şimdiki Kolombiya’da olarak Chibeha, Peru ve Bolivya adalarında da İnka uygarlıkları bulunmaktaydı. And bölgesini yöneten İnkalar 1438 ile 1533 yılları arasında yörede tek egemendiler.
Öncelikle bizlere okul sıralarında öğretilen daha doğrusu beyinlerimize kaydedilen bilgilerin sorgulanması gerektiğine inananlardanım.
Mesela, neden Kristof Kolomb, Macellan ve Vasko da Gama maceralarını kendimizden geçercesine okuruz da, dünyanın en uzun mesafe kat etmiş gezgini unvanına sahip İbni Batuta‘yı okumayız. İbn Batuta ismini duymuş muyuzdur acaba? Dahası Hindistan’da akıl almaz maceralara katılan Seydi Ali Reis‘i, haritalarını uzaydan bakıyormuşcasına nasıl çizdiği hala anlaşılamayan Piri Reis‘i neden hakkıyla okumayız?
Pek çok Amerikalı hali hazırda onu bir Kahraman ve cesur bi kaşif olarak bilir.bu gün dahi kolomb un kıtaya ayak bastığı 12 ekim tarihi her yıl kolomb günü olarak kutlanır. Pekiii bir Amerikan yerlisi için kolomb ne anlam ifade eder..???
Amerika’yı Kristof Kolomb keşfetmedi. Üzerinde İnka, Aztek,Maya,Kızılderili toplumlarının,medeniyetlerinin var olduğu bir kıta “insan”ın bildiği bir kıtadır.”İnsan”ın bildiği bir yeri keşfedemezsiniz.Ancak sömürür,yağmalar,katliamlar yaparsınız. Ve hiçbir sözlükte “keşif: katliam,yağma,talan” yazmaz. Çocuklarımızı bilerek kandırıyoruz. Niçin? Amerika kıtasına çıkan Kolomb onbinlerce yerliyi katletti. Yüz yıllar boyunca milyonlarca “insan” katledildi.
O zaman şunu sormak lazım: 1492, keşif tarihi mi ya da işgal ve sömürgeleştirme tarihi midir?
Yada Kristof Kolombu öne çıkaran güç yada güçler nedir?
Yahudi inancındaki Mesih beklentisi,
70 yılında Filistinden sürülmelerinin ardından Yahudiler için İsrail toprakları dışındaki dönem başladı.Çeşitli ülkelere dağıldılar. Hristiyan dünyası onlara “İsa’nın katilleri” gözüyle bakıyordu.
Ancak Yahudiler arasında eskiden beri kutsal metinlerde yer alan konu gittikçe önem kazanmaya başladı. “Mesih’in geleceği ve Yahudilerin Filistine onun önderliğinde tekrar geri dönecekleri.”
Yahudi kaynakları Mesihin gelişini Yahudiler için bir kurtuluş olarak görürler ama Yahudi olmayanlar için ne anlama geldiği üzerinde pek durmazlar.
Bu konudaki yüzlerce Tevrat hükmünden birisi şudur:
“Siz Allahınız Rabbin oğullarısınız. Çünkü sen Allah’ın Rabbe mukaddes bir kavimsin ve Rab yeryüzünde bütün kavimlerden üstün olarak kendisine has bir kavim olmak üzere seni seçti.”
Bu durumda Mesihin yapacağı bu inanışın gereklerini yerine getirmek , yani diğer millet ve dinlerin Yahudilere boyun eğmesini sağlamaktır. Kabul etmeyen, ayetlerdeki yöntemlerle cezalandırılacak ve yola getirilecektir.
Kısaca Yahudilerin beklediği Mesih Kuran’da sözü edilen bozgunculuk hareketini en üst noktada uygulayacak kişidir.
Mesih inancının gerçekleşmesi için Yahudiler arasındaki inanca göre Yahudiler önce tüm dünyaya dağılacaktır. Sonra yeniden Filistine dönecek ve bu topraklar üzerinde Tapınak inşa edeceklerdir. Tapınak ilk 19 yüzyıldır yıkık olan tek duvarı ayakta kalan ve yıkılışın anısına Yahudiler tarafından Ağlama Duvarına dönüştürülmüş olan Süleyman Tapınağıdır.
Tapınak inşa etmek zormudur? Zorluk Tapınak inşa edilmesinde değildir. Eski tapınağın bulunduğu alan üzerinde bugün iki İslam mabedi durmaktadır. Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra. Tapınak yapılabilmesi için bu iki mabedin yıkılması gerekmektedir. Pürüz dünya Müslümanlarıdır. Onlar varoldukça bu iki mescidi yıkmalarına izin verilmemektedirler.
Ortadoğuda uyguladıkları şiddet, Balkanlardan Filipinlere kadar uzanan coğrafyada anti-İslam hareketlere verdikleri destek ya da Latin Amerikadan , Afrikaya Üçüncü dünyada faşizme yaptıkları yardımlar, bozgunculuk çıkardıklarının birer göstergesidir.
Şimdilik durum budur ancak gelelim asıl konumuz Kristof Kolomb’a:
Hakkında sayısız kitap yazılan, filmler çevrilen ve bu resmi belgelerin hepsinde Hristiyan misyoneri olarak tanıtılan aslında bir Yahudi. Yahudi yazar David M. Eichharn şöyle diyor:
Aslında ismi Colombus değildi. Genova’da doğmuş bir İtalyan’da değildi. Asıl ismi Juan Colon olan ve Pantavedra yakınlarında doğmuş bir İspanyol yahudisiydi.
Kolomb Amerikayı , Hindistana gitmek amacıyla çıktığı yolda karşılaşarak keşfetmedi. Kolombun elinde zaten bu yeri gösteren bir harita mevcuttu.
Bu harita, görünüşte Hristiyanlığı kabul etmiş bir Yahudi olan Abraham Ben Samuel Zacuto tarafından Kolomba verilmiştir.
Yine kolombun bu seyahata çıkması için İspanya Kral ve kraliçesini ikna eden , ona maddi destek sağlayan kişi olan Kralın hazineden sorumlu kişi olan Luis de Santagnel bir Yahudi idi.
Diğer destek veren kişi de yine İspanyanın iki krallığından biri olan Aragonun hazine bakanı Gabriel Sanchezdi. İşin ilginci oda bir konverso idi. Yani Hristiyan görünümlü Yahudi.
Peki bu finansörler dışında Kolombla beraber yolculuk yapanlar ve gemidekiler kimdi dersiniz.
Luis de Torres, Alanso dela Calle, Rodrigo Sanchez ve Fizikçi Maestre Bernal.
Gemide ise o dönemde Mesih için gerekli olan ilk kehanetin yolcuları vardı.
“Dünyanın dört bir yanına dağılmak”
İspanyada yaşayan Yahudiler sırf birileri istedi diye evlerini bırakıp dünyanın dört bir yanına gitmezlerdi. Hem onlar istese bile böyle bir yayılma dikkat çekici olurdu. Hem hangi ülke durup dururken kapısında beliren Yahudileri kabul ederdi ki?
Bu olsa olsa farklı bir görünüm altında olmalıydı. Yahudiler mecbur kalmış gibi bir görüntü en iyisiydi. Başka bir deyişle Yahudiler ancak İspanyadan sürülürse plan istenen biçimde işleyebilirdi.İşin ilginç yanı da buydu. Kolomb Yahudiler için uygun yer aramak için yola çıkarken, İspanyol Yahudileri de Mesihin dönüşüyle ilgili kehanete uygun olarak İspanyadan çıkıp dünyaya yayılmak üzereydiler.
Kolomb tüm hazırlıklar tamam olmasına rağmen yola çıkmamıştı. Yahudi takvimine göre Av ayının dokuzu, Süleyman Tapınağının yıkıldığı gündür ve bu günü Yahudiler oruç tutarak Tapınağın yıkılışının yasını tutarlar. Kolomb ertesi gün Yeni Dünyaya doğru yola çıktı.
İşin ilginç yönlerinden biriside şudur: Bir ülkeden bir topluluk sürülüyorsa, doğal olarak o topluluğun o ülkede son derece güçsüz ve savunmasız olduğu düşünülür. Kendileri için son derece acı bir gelişme olan sürgünü engelleyemediklerine göre, o ülkede son derece eğrelti duruyorlar demektir. Buna karşılık eğer bir azınlık bir ülkede güçlüyse, yönetime etki ediyorsa , kendi haklarını koruyabilir, imtiyazlar elde edebilirlerdi.
İşte o dönemde 1492 İspanya’sı neredeyse Yahudi toprağıydı. Çünkü sürgün öncesinde Yahudiler ülke içinde olağanüstü derecede etkindi. Ekonomiyi ellerinde tutuyor, sarayı yönlendirebiliyorlardı..
Hatta o dönemki İspanya Kralı Ferdinand bile Yahudi asıllıydı. Yahudi tarihçi Kayserling şöyle anlatıyor:
“Kral Juanın yakın dostları Yahudilerdi ve ona önemli hizmetlerde bulunuyrlardı. 1469da doğan oğlu Ferdinand V. Henryin kızkardeşi olan İsabella ile evlendi. Ferdinandın annesi yahudiydi. Ve Yahudilik anneden devam ederdi.
Sürgünü organize eden, destekleyen, kışkırtan arka plandaki kişilerin hepsinin Yahudi olmasıda bu olayın sürgün değil, Yahudilerin dünya üzerinde dağılması için hazırlanmış bir plan olduğunu göstermektedir.
Fransızların ünlü dergisi Historia şöyle yazmaktadır:
“ Aragonlu Kral Ferdinandın , onun annesinin, Engizisyonun başı olan Torguemadanın, Cervantesin karısının, Avilalı Sainte Therese’in ve daha bir çok kişinin Yahudi olduğunu söylerler. Bunda da hakılıdırlar da “kuşkusuz sürgünün , en önemli mimarının Yahudi asıllı oluşunu da tesadüf olarak yorumlamak biraz zordur. Tüm bulgular göstermektedir ki , sürgün bir provokasyondur”
Böylece gizli Yahudilerin kışkırttığı ortamda, Yahudi asıllı Torguemada’nın yönettiği Engizizyon ne hikmetse kehanete uygun olarak Yahudileri din değiştirmeye değil de, dünyanın dört bir yanına” dağıtmak için sürgünü tercih etmeye yöneltmektedirler.
Bu arada İspanya da kalma umutları içinde olanlara ise din değişikliği baskısı yapılmıştır. Ya din değiştirmek yada sürgün ikileminde kalan Yahudiler sürgün seçeneğine uygun olarak hareket etmiş ve Cristof Kolomb ve beraberindeki 3 gemiyle Yeni Dünyaya doğru yola çıkmışlardır.
Böylelikle Yahudi inancına göre Yahudi ırkının tüm dünyaya hükmedebilmesi için gerçekleşmesi gereken kehanetlerden “Yahudiler önce tüm dünyaya dağılacak ve daha sonra tekrar İsrail (Filistin) bölgesinde birleşecek ve Süleyman Mabedini inşa edeceklerdir.” kısmındaki dünyaya dağılma için aslında bir kapı açılmış oluyor ve Yahudiler azınlıkta olmadıkları İspanya’dan sürgün yolunu seçerek yeni dünyalara ellerindeki haritalarla yol alıyorlardı.