Elon Musk neden o kadar para verdi?

Twitter’a 44 Milyar Doları trink diye niye saydı?

Uzaya uydu fırlatan…

Akıllı otomobil yapan…

Nörolink deneyleriyle geleceğe yön vermeye çalışan bir işadamı…

Niye bu kadar büyük bir parayı gidip bir sosyal medya sitesine gömdü…

Bu arada 44 milyar yazarken/okurken kolay gelebilir.

Ama şöyle söyleyeyim.

100 ülkenin yıllık bütçesinden fazla…

Veya…

Koca Türkiye’nin 2021 yılındaki bütçe gelirinin yarısı kadar.

O paraya alabileceği şirketleri alt alta sıralasam aklınız almaz…

Sadece şu örneği vereyim…

Dünyayı aşıya boğan Pfizer’in piyasa değeri 6.3 milyar dolar.

Yani…

Elon Musk istese Pfizer’den 7 tane alabilirdi.

Ama almadı.

Gitti…

Bir hard disk…

Bir şifre anahtarı ve bir logo için 44 milyar doları bastı…

Twitter’ı aldı.

İyi ama neden?

Buna gelmeden önce size bir belgeselden söz etmek istiyorum.

İzleyenleriniz olmuştur.

Great Hack-Büyük Hack

2019 yılı yapımı…

Netflix’de bulabilirsiniz.

Konu şu…

Bir analiz şirketi, Facebook’un verilerini amaç dışı olarak birilerine satar.

Facebook kullanıcılarının kişisel özellikleri, eğilimleri, alışkanlıkları siyasal görüşleri falan…

Şimdi belgeseli komple burada anlatmayayım.

Ama bizi ilgilendiren bölümünden kısaca söz edeyim.

Karayipler’de bir ada ülkesi Trinidad Tobago’da seçimler vardır.

Nüfusu 1.5 milyon bile yok.

Minnak bir adalar topluluğu işte…

Fakat bu nüfusun yüzde 60’ı siyahlardan yüzde 40’ı ise Hintlilerden oluşuyor.

Pek kavga dövüşleri de yok aralarında…

Ama tahmin edersiniz ki başkan hep siyahlardan seçiliyor.

Çünkü nüfus ve dolayısıyla seçmen çoğunluğu Siyahlarda…

İşte bu veri hırsızı abilerden Facebook verilerini alan siyasi kampanya yönetmeni…

Çalışmaya başlıyor.

Trinidad Tobago’da ki siyahi seçmenlerin profillerine dalıyor.

Ne yer ne içerler…

Neyle eğlenirler…

Tepkileri nedir?

Siyasi eğilimleri…

Ve daha çok davranış kalıpları nasıldır?

Tam bir analiz çıkartıyorlar…

Sonra…

Özetin özeti bir sonuç çıkartıyorlar…

Diyorlar ki…

Trinidad’lı siyah gençlerin temel iki özelliği var.

Tembeller ve tepkililer…!

Evet…

Trinidadlı yeni siyah seçmen hem her şeye tepki veriyor ama bir yandan da adım atmak istemiyor…

Abiler ellerini ovuştururken bir yandan da ‘güzelllll’ diyorlar.

Bu arada Hint kökenliler ise siyahlara göre daha çalışkan ve itaatkar çıkıyor.

Siyasi kampanyanın şefi, Siyahları tuzağa çekecek sloganı buluyor.

“Sandığa gitmiyoruz!”

Bir de yumruk sıkılı bir logo yapıyorlar mı?

Al sana…

Hem tepkili hem tembel işte…

Hiçbir şey yapmana gerek yok…

“Sandığa gitme…”

Peki, sonuç ne oldu?

Siyahi gençlerin önemli bir kısmı sandığa gitmedi.

Hintliler ise sabahın köründe bıcır bıcır sandıklara aktılar…

Tabi ki tahmin ettiğiniz gibi…

Seçimi Hintli aday kazandı!…

Çağımızda bilgi her şeydir.

Elon Musk işte bu en büyük gücü satın aldı.

Bir hard diske sıkıştırılmış dünyanın bilgisini…

Ve ilk açıklaması şu oldu…

“Troller olmayacak…

Bot hesaplar sahte hesapların hepsi temizlenecek…”

Yani şu demek…

Herkes gerçek hesabı ve kişiliğiyle düşüncelerini buradan açıklayacak.

Şirketlerin milyon dolar harcayarak öğrenmeye çalıştığı müşteri eğilimleri, davranışları artık Musk’ın avucunda…

Hem de en geniş haliyle…

Siyasi dalgalanmalar…

Kalkışmalar…

Trendler…

Senin bireysel olarak kimliğin onu ilgilendirmiyor.

Ama toplumsal olarak neye eğilimin olduğunu MUSK görecek.

Asıl önemlisi…

Artık bir PR (halkla ilişkiler) ve algı yönetimine dönen seçimlerde sosyal medyanın rolünü düşünün.

Hatta…

Son ABD seçimlerinde ite kaka seçilen Biden’ı bir hatırlayın.

Eğer Twitter Trump’ı engellemeseydi, tweetlerine yasak koymasaydı kendini daha rahat ifade edemez miydi?

Seçim sonucu daha farklı olmaz mıydı?

Veya Ukrayna savaşını ele alın…

Tek taraflı yürüyen enformasyon kanallarının her iki tarafa da eşit olduğunu hesapların engellenmediğini bir düşünün…

Irkçı, faşizan veya şiddet söylemleri hariç savaşı objektif gören bir sosyal medya olsaydı Putin bu kadar çabuk Hitler ilan edilir miydi?

Bilemem…

Sadece şunu biliyorum…

Elon Musk dünyanın datasını satın aldı.

Artık koca dünya…

Çılgın işadamının laptopunda…

Gürkan Hacır