Son bir yılda dünyanın muhtelif yerlerinde gen bilimiyle ilgilenen
100’ü aşkın bilim adamının bir çoğu normal gibi gelen ölümlerle
hayata veda ettiğini biliyor muydunuz?
İsviçre’de eğitimcilik yapan akademik kariyer sahibi bir dostumdan
aldığım son mesaj, bana tekrar “Neler oluyor?” sorusunu sordurdu.
Olay şöyle gelişiyor:
Bir amatör, internette bitki genetiği ile ilgili 10 gün süren yoğun
bir arama tarama faaliyeti gerçekleştiriyor. Bir süre sonra işyerine
bir telefon geliyor. Telefondaki ses randevu talebinde bulunuyor.
Tahmin edin bakalım, gelen kim? Evet, bir İsrail Yahudisi.
İsrail’deki bir firmanın temsilcisi olduğunu söyleyen şahıs bitki
genetiği alanında ortak projeler üretme teklifiyle geldiğini
söylüyor. Anlaşılan o ki, muhataplarının bu alanda ne kadar mesafe
kat ettiğini, neler bildiğini öğrenmek istiyor.
Muhatap, kendisinin mesleğinin ve uzmanlık alanının bu olmadığını,
zaten iş yerindeki faaliyetlerinden de bunun anlaşılabileceğini dile
getiriyor. Aldığı cevap, dostumun arkadaşının ağzını hayretten bir
karış açık bırakıyor:
“O halde niye bitki genetiği konusunda araştırma yapıyorsunuz?”
Sentim Bilgisayar’ın Network Grup Sorumlusu, mesajın devamında bizzat
yaşadığı bir olayı aktarıyor. Yaklaşık üç yıl önce Filipinler’de bir
ISP’nin veri alış-verişini izlerken birden bir şey fark ediyor: Kendi
bilgisayarından sürekli bilgi çekiliyor. Fakat bu onun bilgisi ve
isteği dışında yapılıyor. Olayın kahramanı diyor ki:
“Kendi kendime güldüm, biz hackerlik yaparken el alem bizi
hackliyordu. Hemen işi gücü bıraktım olayın peşine düştüm. Kendi
yazdığım firewall programının raporlarında hiçbir problem
gözükmüyordu. Bilgisayarımda port taraması yaptım ilginçtir ki
güvenli iki port dışında başka hiçbir portum açık değildi. Sonunda
detaylara inince öğrendiklerim gerçekten kanımı dondurdu. Çünkü 128
bitlik SSH lar halinde (yani şifrelenmiş şekilde) bilgisayarımın
fiziksel özelliklerinin yanı sıra aynı zamanda harddiskimdeki tüm
verilerin dosya isimleri biryerlere gönderiliyordu ki tahmin
edersiniz bu yer Amerika’daki bir yerdi. Nasıl oluyordu da
bilgisayarımdaki veriler birleri tarafından gizlice çekiliyordu.
Bunun önüne geçmeye çalıştım nafile. Çünkü bilgisayarımdan ya
internete girmeyecektim ya da duruma katlanacaktım. Hemen temiz bir
HDD takıp bilgisayarın fiziksel adresini değiştirdim. Benim için
problem sona ermişti ya başkaları için?”
Evet, anladığınız gibi Windows “casusluk” yapıyordu. Hem de parasını
bizden alarak…
İlginçtir, şimdiye dek bilim ve sanat CD’lerinin kopyalanması
konusunda bir çok özel ve tüzel kişilik bendenizden bu işin fıkhi
hükmünü sordu. Bu sorular içerisinde Windows ürünlerinin kopyalanması
sorusu hayli yekun tutuyordu. Bu fakir her seferinde Windows dışı
ürünlerin kopyalanmasıyla Windows ürünlerini iki ayrı kategori olarak
değerlendirdim. Gerekçelerimi de açıkladım. O gerekçelerim arasında
Windows’un “casusluğu” bulunmuyordu. Şimdi artık o da var. Ve böyle
yapmakla nasıl isabetli bir değerlendirme yaptığımı şimdi bir kez
daha anlıyorum.
Sonuç dehşet: Windows, her kullanıcısının muhbiri olan bir program.
Ona para vererek alanları “safalak” konumuna düşürerek casusluk
ettiği yetmiyormuş gibi bir de zımnen hakaret ediyor. Orwel’in
1984’ünde bizi gözetlediğini söylediği “büyük birader”in gözlerinin
Windows olduğu anlaşıldı.
Peki, ne yapmalı?
Aslında bu soruya cevap bulmak benim işim değil. Alanım da değil. İşi
bilenler şu soruyu hep soruyorlar: Windows kaynak kodlarını neden
açıklamıyor? Bu yıl itibarıyla Windows 98’den kaynak desteğini
çekeceğini açıklayan Microsoft, iş kaynak kodlarını açıklamaya
gelince yan çiziyor.
Türkiye Microsoft ürünlerini en çok kullanan ülkelerin başında
geliyormuş. Oysa ki başta Çin ve Rusya olmak üzere bir çok devlet
resmi birimlerde bu firmanın ürünlerini yasaklamış bulunuyor.
Bu olaylar Microsoft’un “Büyük kulak ECHELON & ENFELOP” projesinin
bir parçası olduğu kanaatini pekiştiriyor. Bu proje uydu üzerinden
telefon, faks, e-posta da dahil her türlü haberleşmeyi anahtar
kelimeler vererek tarama projesi. Bu kelimelerden birinin geçtiği bir
mesaj dünyanın neresinde olursa olsun gönderen ve gönderilen kişi,
saat ve dakikası anında tesbit ediliyor.
[…] Casusluk romanlarının önemli bir kısmı gerçekte yaşanmış olaylardır. […]
[…] bilinçli olarak kullandığı sembollere; Coca Cola, Windows XP, dolar ve daha nicelerini […]