Batılı Çağdaş ülkeler kendilerini demokrasi ve kadın haklarının önde gelen temsilcisi olarak görmektedirler ve dünyaya bu şekilde etiket yapmaktadırlar.
Söze dünyada ilk Kadınlara seçme ve seçilme hakkının Türkiye tarafından verildiğini söyleyerek başlamak istiyorum.
Gelin tarihte örnekleri çokça sergilenmiş kadın hakları ve boşanmalar üzerine gelişmiş batılı ülkelere bir göz atalım.
İngiltere çok değil bundan yaklaşık 200 yıl önce boşanma üzerine çağ atlamış ! bir ülkeydi. Öyle ki boşanmak isteyen çiftler kasaba Meydanı’na gelir, kocaları, karılarını Açık arttırma usulü satarlardı. Evet yanlış duymadınız kadınlar mal gibi satılıyordu. Öyle sandığınız gibi yüksek fiyatlara da değil. O günün parası 20-30 şiline ya da çeşitli takas ürünlerine, kadınlar kasaba meydanında satılmaktaydı.
Ortaçağ Romanyasın da ise boşanmak biraz daha akıl işi yollarla çözülmek istenmişti. Boşanmak isteyen çiftler kiliseye başvuruyor, kilise onları iki hafta boyunca bir odaya kapatıyordu. Odada her şey tek kişilikti. Yani tek sandalye, tek yatak ve benzeri şeyler tek kişilik düzenlenmişti. Bu durumda mecburen odadaki çiftler bu tek kişilik ürünleri paylaşmak zorunda kalıyordu ve iki hafta sonunda bu paylaşım üzerine gerçekten boşanmak isteyen çiftler boşanıyordu. Ancak tarihte Bu uygulamanın ardından boşanma gerçekleşmediği söylenmektedir.
16. Yüzyıl Fransa’sın da ise boşanmak yasaktır. Çünkü evlilik tanrının emri olarak görüldüğünden boşanma, tanrının emirlerine karşı gelmek anlamına geliyordu. Tek bir istisnası bulunmaktaydı. O da iktidarsızlık.Sponsorlu Bağlantılar
Erkeğin iktidarsızlığı nedeniyle Kadın boşanmak için başvuruyordu. Bu durumda bir heyet toplanıyor ve bu heyette papaz ve Doktorlar bulunuyordu. Doktor ve beraberindeki heyet erkeği çağırıyor, erkeğin erekte hale gelmesi bekleniyordu. Yani erkeğin penisi sertleşince doktor ve beraberindekiler el yordamıyla erkeğin sertliğinin ölçüyorlardı. Tabi bu iş bununla da bitmiyordu. Ardından kadın ve erkek bu heyetin önünde cinsel ilişkiye giriyordu. Jüri erkeğin boşalıp boşalmadığına bakıyor daha sonra heyetin kararına göre boşanma gerçekleşiyordu.
Gelelim ortaçağ Almanyasına. Bu durumda bu bölgede boşanmak gerçekten yürek isteyen bir durumdu. Çünkü gerçekten boşanmak isteyen çiftler Arena’ya çıkarılıyor ve ölümüne dövüştürülüyordu. Erkeğin eline bir adet sopa, kadına ise taş dolu çuval verilmekteydi. Bu durumda erkeğine eli arkadan bağlanıyordu güçlerden dengelensin diye. Ardından çiftler, ölene kadar dövüştürülüyordu. Eğer bir tanesi bu kavgadan yarı baygın halde çıkarsa o kişi, çevredekiler tarafından öldürülüyordu. Yani boşanmak isteyen çiftlerin birbirinden kurtulma yöntemi Sadece bu şekildeydi, Yani illa biri ölüyordu.
Hindistan Bu açıdan Vahşetin yaşandığı yerlerden biridir geçmişten günümüze kadar. Çünkü Erkeğin karısını yakma gibi bir hakkı vardır. Bu durum günümüze kadar süren bir gelenek ve adı gelin yakma olayı.
Fransa’da ise 1975 e kadar kocasının karısını öldürmesi yasalara göre suç değildi(napoleonic codes). Bu kanun 1975 ‘ de kadın kocasını aldatırken yakalanırsa, erkeğin karısını ve sevgilisini vurmasını (öldürmesi) serbest hale getirilmek suretiyle değiştirildi. Bu durumda adam Ceza almamaktadır.
Çin’de ise günümüzde aldatmanın en yoğun yaşandığı ülkelerden biridir. Buna çözüm getirmek için karı, koca ve kocasının metresini aynı ortama konulup bir süre yaşamaları beklenir. Çin’de de böyle bi ilginç uygulama bulunmaktadır.
İşte bu Yukarıda saydığımız örnekler geçmişten günümüze kadar devam eden dünyadaki akıldışı boşanma ve kadın hakları uygulamalarıdır. Bize insanlık dersi verenlerin bu çağdışı ve insanlık dışı muamelelere nasıl yaptıkları ve hangi mantıkla davrandıkları gerçekten hayret edilecek bir olaydır.
“Türkler kadınlarına çok büyük hürmet gösteriyorlar” İbn-i Batuta ünlü Müslüman gezgin