Akupunktur

Akupunktur, binlerce yıllık geçmişe dayanan bir tedavi yöntemidir.

Yin denilen negatif güç, Yang denilen pozitif güç, evrensel değişkenlik ve denge konusundaki ilkçağ felsefe kuramına dayalı, kaynağını Uzak-Doğu ve Çin’de bulan Akupunktur, Vital Enerji kavramını hedef almaktadır.

En son çalışmalar, Akupunkturun immün sistemin güçlendirilmesindeki etkisi üzerinedir. Kısaca Akupunktur; organizmanın kendi bozukluklarını düzeltebilme gücünü harekete geçiren bir bilimdir.

Hipokrat, canlıların kendi kendilerine iyi olma güçlerinden ve iç hekimden söz etmiştir. Ayrıca Paracelsus’da yaşamın sadece dış hekimin çabaları ile varolmayacağını, dıştaki hekimin ancak içteki hekime yardımcı olabileceğini dile getirmiştir.

Akapunktur

Örneklemek gerekirse, bir kemik kırığını ele alalım. Kemik kırılıyor ve dıştaki hekim onu düzenleyip alçıya alıp bırakıyor. Sonra bakıyoruz ki, kırılan yer inanılmaz biçimde kaynamış ve onarılmış. Burada iç hekim ve/veya iç güçler yani organizmadaki bioregüler güçler rejenerasyonu sağlamış ve onarımı gerçekleştirmiştir. Bu örnekte dikkat etmemiz gereken nokta, sadece kırılan kemiğin onarılması değil, onarılan yerin eski haline gelmesiyle onarımın durmasıdır. Yani kontrolden çıkmaması, bioregüler gücün tam yerinde işi bitirmesidir. Buradaki mekanizma, kırılan kemikten kalkan uyarının periferik sinirler aracılığıyla MSS’ne ulaşması ve MSS’den çıkan komutlarla bioregüler gücün faaliyete geçmesidir.

Eğer bünyenin bioregüler gücü bu kadar mükemmel ve başarılı olmasaydı, organ nakli gerçekleşmezdi. Yara tamiri, veya operasyonlarda gördüğümüz sonuçları canlılar kendileri başarmaktadırlar.

Hayvan organizmasına da uygulanmış Akupunktur, tanı ve tedavide ağrılı deri noktalarından yararlanma yöntemidir.

Akupunktur

Akupunkturun tanı ile ilgili kullanılışı, bir veya birçok organın fonksiyon veya lezyon bozuklukları ile birlikte bulunan ve zorunlu olarak kesin nitelikleri ile birlikte değişik hastalık belirtilerinin meydana getirdiği bir bütün anlamına gelen, böylece bu patolojik noktaların vücuttaki yerini belirleyerek hastalığın veya fonksiyonel bozukluğun tanısına varmamızı sağlayan (ister kendiliğinden, ister parmak bastırarak) ağrılı deri noktalarını araştırmak olgusudur.

Akupunkturun tedavide kullanılışı, adından da anlaşılacağı üzere (Acus: iğne; Punctura: batırma), ister deri altı hücre dokusuna yüzeysel olarak, ister kas kitlesi içine az veya çok derince olarak, tanısal deri noktaları üzerine bir iğne batırılması olgusudur.

Bu noktaların bazıları, hasta organ üzerinde (Yang denilen) güçlendirici bir etki yaparken, diğer bazı noktalarda (Yin denilen) yatıştırıcı bir etki yaparlar. Hedef, içinde “Vital Enerji” dolaşan Jing’leri (Kanal ve kollateraller) birbirleriyle doğru noktalarda birleştirmektir.

Gerçekten de, kırıktan kalkan uyarı gibi, vücutta nokta yada noktaları uyarmakla, hastalıkların tedavisini başlatabiliyoruz. Eldeki bir Akupunktur noktasına bastırmakla baş ağrısı geçebiliyor. Sırttaki bir Akupunktur noktasını uyarmakla, bir akciğer rahatsızlığı düzelebiliyor. El bileği ve ayak bileğindeki noktaları uyarmakla yıllarca uykusuzluk şikayeti olan bir hasta, düzenli uykusuna kavuşabiliyor. El, ayak ve batındaki noktaların uyarılmasıyla, konstipasyon (kabızlık) şikayeti sona erebiliyor. Sadece başta yer alan iki Akupunktur noktasının uyarılmasıyla depresyon tedavi edilebiliyor. Bunun gibi yüzlerce örnek verebiliriz.

Akupunktur İğneleri, birkaç saniyeden (akut ağrılar için), beş on dakikaya (organların dengesi için), birkaç saate ve hatta birkaç güne kadar (durağan Akupunktur) sürelerde yerlerinde bırakılabilirler.

Akupunktur

Akupunkturla tedavide önemli olan; Akupunktur noktalarını bilmek, noktayı lokalize etmek, vakanın durumuna uygun noktaya, gereken iğne batırma ve iğne manipülasyonu tekniği ile uyarıyı gerçekleştirmektir. Bir iğne batırmanın 100 tekniği olduğu göz önüne alınırsa, bu işin pek de kolay olmadığı anlaşılır.

Akupunkturun çok önemli bir özelliği vardır; Akupunktur yer, zaman, malzeme, ilaç gibi koşullara bağlı kalmadan, basit aletlerle her zaman ve her yerde hastalara müdahale edilmesini sağlar. Akupunktur uygulamasının çabuk, basit ve kullanışlı olmasından dolayı, hastaya anında müdahale edilip rahatsızlığı kontrol altına alınabilir. Yararı ise, acil vakayı acilen tedavi edebilmesidir. Hatta, sadece Akupunktur uygulamasıyla tedavi edilemeyen bazı acil hastalarda, anında müdahale ile vakanın acilliği ortadan kaldırılıp, daha sonraki Batı tıbbının tedavi uygulamalarına iyi bir temel oluşturur. Örneğin: Akut miyokart Enfarktüsü’nde şiddetli göğüs ağrısı ön koldaki bir Akupunktur noktası kullanılarak 0 ortadan kaldırılmakta, daha sonra Batı tıbbı tedavi yöntemi uygulamalarıyla iyi sonuçlar alınmaktadır.

Akupunkturun bir diğer önemli özelliği de; kullanım alanının genişliğidir, istatistiklere göre, şu anda 300 den fazla hastalıkta, Akupunktur uygulanmaktadır. Bunlarda, dahiliye, cerrahi, kadın-doğum, nöroloji, ortopedi, K.B.B. ve çocuk kliniği vd. ilgi alanlarına giren bir dağılım göstermektedir. Bu kadar basit bir yönteminin uygulanmasıyla, böyle çok çeşitli hastalıkların tedavi edilebilmesi gerçekten de, diğer tedavi yöntemlerinin erişemediği bir durumdur.

Akupunkturun tedavi uygulamalarındaki yenilikler (Elektro-akupunktur, Nokta enjeksiyonu, Lazer akupunkturu vs.), Akupunkturla tedavi edilebilen hastalıkların sayısını çoğaltmaktadır.

Visited 10 times, 1 visit(s) today

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir