Tecavüz neden Kuran’da yok? Zinanın cezası belirtilmiş fakat tecavüzün cezası neden belirtilmemiş? Zina için belirlenen 100 sopa cezası ağır değil mi?
Tecavüzün cezası neden Kuran’da yok?
Kuran’da tecavüzün cezası açıkça bildirilmemiştir. Aslında Kuran’da ceza hukuku anlamında bir elin parmakları kadar suçun cezası bildirilmiş ve çoğu fiilin nasıl cezalandırılacağı bildirilmemiştir
Kuran her türlü zulümden, kötülükten, tecavüzden genel olarak yasaklamıştır. Tecavüz de bir zulümdür. Hakka tecavüz, haneye tecavüz, ırza tecavüz, mülke tecavüz gibi her birini ayrı ayrı sıralamamış ve hukuku insanların şura ile alacağı kararlara göre esnek bırakmıştır.
Cezası bildirilmeyen fiillerin ya kısas ile çözülmesi gerektiği ya da Müslümanların ortak kararıyla kendi aralarında çözüme kavuşturması gerektiği ayetlerden anlaşılmaktadır. Örneğin bir adam başka bir adamın kafasını haksız yere kırarsa ne olacak? Ya da haneye tecavüz olursa ne olacak? Bunların da Kuran’da açık bir cezası bildirilmemiştir. Fakat Kuran her masumun hakkının mütecavizlerden misliyle (kısas veya benzeri) alınmasını istemiştir. Binlerce sayabileceğimiz değişik durumdaki bu tecavüz örnekleri için kısas cezası ile misliyle cezalandırılmasını takdir etmiştir. Bu olayda birinin kafasını haksız yere kırmışsanız o da sizin kafanızı kıracaktır. Elbette önce olayın iç yüzü araştırılacak ve gerekli ceza şura (ortak karar) ile belirlenecektir.
İnsanlar şura ile karar verecekler
Şura 38 ayeti, Müslümanlara her şeyin hükmünün bildirilmemiş olduğunu ve insanların hükümleri ortak kararla almaları gerektiğini gösteriyor.
Şura 38: “Rablerinin (çağrısına) karşılık verenler ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar (için); ve (bütün ortak meselelerini) aralarında danışma ile karara bağlayanlar (için); ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden başkalarına harcayanlar (için);”
Bakara 179 ayeti suçların misliyle cezalandırılması hakkında genel bir hüküm veriyor.
Bakara 179: Ey akıl sahipleri! Sizin için kısasta hayat vardır. Artık sakınmanız umulur.
Tecavüzde ne ceza verilecek?
Peki tecavüz gibi olaylarda nasıl bir yol izlenecek? Bu olayda aynıyla kıyas uygulanamaz.
İslam hukukunda kısas cezası mutlaka aynıyla uygulanmalı diye anlaşılmamıştır. Ayette belirtilen kısas aynıyla veya misliyle kısastır. “İSLAM HUKUKUNDA CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI İŞLENEN TECAVÜZ SUÇUNUN CEZASI” adlı fıkıh makalesinde* Dr. Adem YILDIRIM bunu şöyle açıklamaktadır:
“Oysa ‘kısas” kavramı “(aynısıyla mukabele” anlamıyla değil de ayette olduğu gibi (kelime anlamıyla) “bir şeyin izini takip etme” anlamıyla alınacak olsa bu durumda, failin işlediği suçun aynısıyla kendisine uygulanması anlamı değil, işlediği suçun misli bir ceza anlamı çıkabilir.”
Mümin 40: “Kim bir kötülük yaparsa yaptığının dengi dışında bir ceza görmez…”
Belirtilen yazar, şeriat ile yönetilen Osmanlı’da dahi bu yüzden dolayı bazı padişahların tecavüz suçunun cezasını misil bir ceza olarak hadım etmeyi uygun gördüklerini belirtir. II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni gibi padişahların çıkardığı kanunlarda tecavüz suçunun cezası hadım edilmektir. Eğer çok fazla modernist popüler kültür söylemlerine maruz kaldıysanız sırf İslam’da uygulanmış diye bu cezayı kötü bulabilirsiniz.
Fakat bilmelisiniz ki bugün Avrupa’da Çekya, Danimarka, Estonya, Moldova, Polonya, İsveç ve İspanya da hadım yöntemine başvuran ülkelerdir. ABD’de sekiz eyalet tecavüze hadım cezası vermektedir. (Kaynak: tr.eurones)
Kuran’da çok az suça açık ceza hükmü var
Kuran belli başlı birkaç cezayı direk belirtmenin dışında çoğu cezayı esnek bırakmıştır. Özellikle tecavüz olayı şiddete dayalı olduğu için her tecavüz olayı aynı şekilde mağduru etkilemeyecektir. Bu yüzden olsa gerek, tıpkı çoğu suçlarda olduğu gibi tecavüz hakkında ayrı bir ayet inmemiş ve insanların her olaya ayrı ayrı muamele edip misli bir ceza verilmesi uygun görülmüştür.
Kuran’da tecavüzün cezasına açık olarak bir hüküm verilmediği için fıkıh âlimleri de farklı görüşler izhar etmişlerdir. Genel olarak kararları ise işlenen suçun kapsamına göre ölüm cezası, tâzir cezası (hâkim ne uygun görürse) ve diyet ödeme şeklindedir.
Kısas cezası adaletli midir?
Kısas cezası Dünya’nın en adaletli cezasıdır. Size bir zarar vermek isteyen kişi bilir ki aynı ceza veya misli bir ceza kendisine de uygulanacak, bu yüzden insanlara kötülük yapmak çok zorlaşır. Çünkü suçlu bu işten kârlı çıkmayacaktır, aynı ceza kendisine de uygulanacaktır. Örneğin modern hukukta adamın biri başka birini haksız yere öldürüyor ve en fazla 30 yıl cezaevinde beslendikten sonra hayatına geri dönüyor. Bu hiç adil değil, insanlara suç işlemeyi kolaylaştırıyor. Oysa sizi öldürmek isteyen biri, bu fiilinin sonunda kendisinin de devlet tarafından öldürüleceğini bilmeli ki hapsi göze alıp sizi kolayca öldüremesin. Size tokat atan biri sizin de ona tokat atmanızın kaçınılmaz olduğunu bilmeli. Bu yüzden kısas tüm zamanların en adil ceza sistemidir ve insanları korur.
Özetle Kuran’da tecavüzün cezası
Kuran’da tecavüzün cezası tıpkı diğer binlerce suç teşkil edebilecek fiil gibi açıklanmamıştır. Zaten Kuran sadece birkaç suç için ceza belirtmiştir ve diğer nefyettiği fiillerde bile ceza belirtmemiş, yargılamayı ve kararı insanların adaletine, yargısına bırakmıştır. Suçlulara misliyle kısas yapın ayetinin inme sebebi de budur zaten. O halde tecavüz eden kişinin de canını yaktığı kişinin acısına mukabil gelecek misli bir ceza belirlenir ve cezası uygulanır. Bu ceza değişebilir, fakat Osmanlı padişahlarının uyguladığı hadım etme cezası bana makul bir ceza olarak görünüyor. Duruma göre yanında diyet ile hadım etme arasında ceza belirlenebilir. Verdiği zarar daha ağırsa ceza da ağırlaştırılabilir.
Kuran’da zinanın cezası 100 sopa olarak belirlenmiştir. Zinada karşılıklı rıza vardır. Şiddet de yoktur, tek bir ceza belirlenebilir. Fakat tecavüz ise şiddet içerdiğinden sonuçları değişken hasarlar doğurabilir. Bu yüzden tek bir ceza belirlenmeyebilir, cezası misli bir ceza ile kişiden kişiye değişebilir.
Zina cezası insanları caydırma amaçlı kalıcı bir etki bırakmayacak bir cezadır. Fakat tecavüz şiddete girer, misli bir ceza ile mukabele edilmelidir.
Soru: Nur 2 ayetinde 100 sopa vururken acıyacağınız tutmasın deniyor. Yani çok şiddetli sopa darbeleri mi atılması gerektiğini söylüyor?
Cevap: Hayır şiddetinden bahsetmiyor. Suçu işlemiş kişiye acıyıp da bu cezadan vaz geçmeyin deniyor, şiddetli şiddetli 100 sopa vurun denmiyor.
Nur 2: Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer sopa vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü’minlerden bir grup da şahit olsun.
Kuran detay bildirmez detayları insanlar ayarlarlar, çünkü her insanın durumu farklıdır. Maksat canının acımasıdır, öldürecek darbeler vurmak değildir. Günümüzde toplumsal suç olaylarında polisler kalabalığı dağıtmak için insanların baldırlarına jop ile canlarını acıtmak için vurması da ayı mantığa dayanır. Evet ceza can yakıcıdır, kimse baldırından 100 tane sopa yeme acısını duymak istemez. Bu ceza da her ceza gibi insanların iyiliği içindir, toplumun bozulup ahlaksızlık ve kaos içinde toplumlar oluşmasını engellenmek isteniyorsa cezanın caydırıcı olması gerekiyor. Yoksa caydırıcı olmayan cezaları herkes göze alır ve toplumda zararlı alışkanlıklar ve suçlar asla dinmez. Bir fiil topluma zarar veriyorsa ve kaldırılmak isteniyorsa cezalar önceden belirlenmiş, duyurulmuş ve caydırıcı nitelikte olması gerekiyor. Kuran’da çok az sayıda suça cezalar belirlenmiştir ve bu genel kaideleri taşımaktadır. Yani belirlenmiş, ilan edilmiş ve caydırıcı niteliktedir. Bu sayede insanların güvenli ve emin bir toplumda, yozlaşmamış bir toplumda yaşamaları temin edilmiştir.
* Yıldırım, A. (2018). İslam hukûkunda cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen hetk-i ırz (tecavüz) suçunun cezası ve Kur’an ceza ilkeleri açısından değerlendirmesi. DEUIFD XLVII s. 225-261
Kısaca; Kuran her türlü zulümden, kötülükten, tecavüzden genel olarak yasaklamıştır. Tecavüz de bir zulümdür. Hakka tecavüz, haneye tecavüz, ırza tecavüz, mülke tecavüz gibi her birini ayrı ayrı sıralamamış ve hukuku insanların şura ile alacağı kararlara göre esnek bırakmıştır.