Amerika Birleşik Devletleri topraklarında konuşulan en gizemli kent efsanelerinden birisi MK Ultra projesidir. Bu proje, korkutucu iddialara göre devletin zihin kontrolü üstüne yapmış olduğu bir takım deneyler içeriyordu.
Bugün ise ismini bilgi sızıntılarıyla sık sık duymaya alıştığımız ABD ulusal güvenlik teşkilatı CIA’in tarihindeki karanlık sayfalar, bütün tartışmalara karşın güncelliğini koruyorlar. Hatta kimi zaman o denli ürkütücü iddialar atılıyor ki kamuoyunun ağzı açık kalıyor.
Söylenenlere göre 1950-1970 seneleri içinde – evet yanlış okumadınız tam 20 yıl- boyunca CIA çalışanlarına, askerlere, bürokratlara, hayat kadınlarına, ruh hastalarına ve sıradan halka LSD verilip tepkileri gözlemlendi. Bunlara değişik kimyasallar verilerek işkenceler yapıldı, karanlık odalarda alıkonuldular. Tüm bu sürece maruz kalan kimi insanların, kimyasalların etkisinden dolayı öldüğü, algıları ve fikirleri bulandığı için intihar ettikleri iddia ediliyor.
Ek olarak bu deneye; felce neden olan ilaçlar, yüksek dozda elektrik şoku yöntemiyle yapılan “terapiler”, kulaklıklardan aylarca aynı sesleri dinlemeye maruz bırakmak gibi insanlığa sığmayan davranışlar eklendi.
1974 yılında The New York Times, deneylerle ilgili bir haberi yayınlayınca kamuoyunda deprem etkisi yarattı. Dönemim CIA başkanı bütün suçlamaları kabul etti ve özür diledi. Şans eseri hayatta kalmayı başaran mağdurlara ve o kadar şanslı olmayıp ölenlerin ailelerine yüz binlerce dolarlık tazminat ödenerek her şey sümen altı edilmeye çalışıldı.
Deneylerin Korkunç Amacı: İnsan zihninin birtakım ilaçlarla ve elektronik sinyallerle kontrol altına alınmasını sağlamak!
Bazı kaynaklara göre “MK Ultra” bu deneyin ileri düzey bir çalışma olduğunu, “Ultra” kelimesi de CIA için oldukca mühim bir proje olduğunu gözler önüne seriyor.
Proje, ilk olarak Kore Savaşı esnasında tutsak alınanların üstünde denendi. Fakat projenin gerçek amacı, kurumun belirlediği kişilerin eylemlerini denetim altına almaktı. Birtakım davranışsal modifikasyon teknikleriyle hafızaları değiştirmek, insanlara yaşamışlıklarını unutturmak ve normalde yapmayacakları şeyleri yaptırmak amaçlanıyordu. Araştırmalar için Harvard Üniversitesi’nde görev yapan 80 psikiyatrist çalışıyordu.
MK Ultra projesinin en çok tanınan deneklerinden biyolojik silah uzmanı Frank Olson, 28 Kasım 1953 tarihinde verilen LSD’nin etkisiyle Manhattan’daki bir otelin 13. katından atlayıp yaşamına son verdi. Ailesi Olson’un asıl ölüm sebebini 22 sene sonra Mk Ultra ile ilgili bilgiler ilk defa ortaya çıkmaya başladığında öğrendi.
Üzerinde yaşadığımız ufacık dünyada nelerin döndüğünü gösteren, insanlıktan çıkmış kan donduran deneyler, günümüzde birtakım komplo teorilerini de beraberinde getiriyor. İlginç bir şekilde bu iddialara yönelik hiç bir ABD’li yetkilinin tek bir kelimelik açıklaması dahi bulunmamakta.
MK Ultra projesi ile alakalı belgelerin çok büyük bir kısmı, Richard Helms’in talimatıyla 1972’de yok edildi ve kayıplara karıştı.
Söz konusu MK Ultra projesi “Fringe” gibi çeşitli TV yapımlarında da konu alınmıştı.
[…] kremlerde ve hatta enerji içeceklerinde dahi kullanılıyordu. 1915 yılında yayınlanan bir reklamın iddiaları ise şöyleydi: “Cildin kırıştığı veya yorulduğu yüze temas ederse radyoaktif […]
[…] teorilerine göre; Tavistock teşkilatı; İlluminati ve masonların da üstünde bir örgüttür. CIA’nın beyin yıkama ve algı mühendisliği gibi psiko-sosyo-kültürel savaş araçları “uyutma projesi” […]
[…] İsviçre’deki Nestlé firmasını “arîleştirmeye” gönderdiğinde, Bettencourt Amerikan Gizli Servisi‘nden Alan Dulles ve Max Scoop’la görüşerek, örgüte destek amacıyla kendilerinden […]
[…] ifadesindeki bir sonraki unsur, MK Ultra olarak da bilinen Monarch Zihin Kontrolüdür . Aşağıdaki video, çocukların zenginlerin […]